• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Bazı gelişmiş ülkeler borç kıskacında

CAHİT SÖNMEZ

Bazı gelişmiş ülkeler borç kıskacında

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12 Temmuz 2011
Bir ABD'den, bir AB ülkelerinden borç çevirme ile ilgili kötü haber geliyor. Borç geri ödemesi yapılacağında yürekler ağızlara geliyor... Acaba bu tehlikeli virajı alabilir mi? Birkaç milyar euroluk itfa atlatılınca derin bir nefes alınıyor. Bu arada, bir türlü toparlanamayan piyasalar da son günlerde söz konusu dış şoklarla daha da istikrarsız bir seyir izlemeye başladı. Bizim bileşik kap yine devrede... Hisse senetleri düşerken dolar yükseliyor. ABD ve AB'nin hasta yatağında yatan ülkelerden piyasalar açısından iç açıcı olmayan haberler geldikçe bizim piyasaların da tadı kaçıyor. Neyse borç sorununa geri dönelim... Ne olacak bu gelişmiş ülkelerin hali?
ABD ile başlayalım...
Son seçimlerde parlamentodaki ağırlığını Cumhuriyetçilere kaptıran Obama, borçlanma tavan limitini artıramamanın sıkıntısını yaşıyor. 14.3 trilyon dolarla tavana çarpmak üzere ABD. Tabii, davul Obama'nın boynunda, tokmak Cumhuriyetçilerin elinde olduğundan, ekonomi yönetimi daha doğrusu hazine kamu açığı finansmanında zorlanıyor.

GELİR KADAR BORÇ!
Yaklaşık 15 trilyon dolar büyüklüğe sahip ABD ekonomisinin toplam borç stoku ekonomik hacmini açıyor. Yani borç stokunun milli gelire oranı yüzde 105'in biraz üzerinde. Aynı zamanda, borç çevirme oranı da çok yüksek. Yani eski borcunu ödemek için yeniden borçlanmak zorunda. Geçmişte borçlandığı tahvillerin geri ödemesinde bütçeden katkı gelmiyor. Bu durumda AB'nin bazı ülkeleri gibi ABD'nin net bir şekilde borç çevirme sorunu olduğunu söyleyebiliriz. 3 önemli derecelendirme kuruluşundan aldığı not AAA. "Borç geri ödemesinde hiçbir sorun olmaz yatırımcılar" anlamına gelen nota sahip ABD. Tabii, böylesine yüksek borçluluk oranlarına karşın, ABD tahvilini alacak olan yatırımcıların gözü notu görmüyor. Hatırlatalım, küresel krizin başlangıcı olarak kabul edilen Lehman Brothers'ın batmadan önceki notu AAA idi.
AB ülkelerinde de durum pek farklı değil...
Ekonomik açıdan en kötü durumda olan ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunanistan'ın toplam borçlarının milli gelire oranı yüzde 143. İkinci sırada arada bir İtalya gündeme geliyor. İtalya'nın toplam borç miktarı 2 trilyon dolara yaklaşıyor. Oranı ise yüzde 118.5. Portekiz'in de neredeyse yüzde 100'a yaklaşan borç stoku var. Son aylarda İspanya kısmen toparlanmış gibi görünüyor. İspanya'nın borç toplamı 640 milyar euro. Milli gelire oranı ise yüzde 62 seviyesinde. Maastricht kriterine yaklaşmak üzere İspanya, eğer 2 puan daha aşağı çekebilirse.
AB'nin ABD'den temel bir farkı var. FED geniş hareket alanı üzerinde para politikalarını uygulayabiliyor. Yeri geliyor dış ticaret açığını baskılamak ve dış talebi yükseltmek için doların değer kaybetmesi sürecini yaratabiliyor. Ancak, İtalya, İspanya ve diğer ülkeler ortak para birimi sınırları içinde olduğundan bu manevra alanını kullanamıyorlar.

LA FONTAINE ÖYKÜSÜ

Şöyle bakıyorum... İki 10 yıl arasında bayağı fark var ekonomik açıdan. 1990 ve 2000 yılları arasında gelişmiş ülkelerin bir eli yağda bir eli balda idi. Buna karşın, gelişmekte olan ülkeler ise yüksek enflasyon, yüksek faiz, kur istikrarsızlığı ve borç sorunu ile resmen boğuşurlardı. Fırsat bu fırsat... Zora girmiş gelişmekte olan ülke piyasalarından kaymağı ile yüksek karları götürürdü gelişmiş ülkeler. Bir de, avutmak için bizim gibi piyasalara "yükselen piyasalar" tanımlaması yapıyorlardı. Ancak, 2000'li yılların başında resim değişmeye başladı. Şimdi gelişmekte olan ülkeler "bıyık altından gülerek" gelişmiş ülkelerin borç çıkmazını izliyor. Tam La Fontaine'nin karınca ile ağustosböceğinin öyküsü gibi.
Hani çocuklara burunları tutularak zorla ilaç içirilir ya, işte 90'lı yıllarda gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere zorla acı reçeteleri dayatırlardı. İlacı iç IMF sana para verecek derlerdi. Galiba sıra gelişmiş ülkelere geldi. Acı ilaçlar her eve lazım değil mi?



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.