• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Aşırı tüketim otomotivi olumsuz etkiliyor

CAHİT SÖNMEZ

Aşırı tüketim otomotivi olumsuz etkiliyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Temmuz 2011
Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü de son yıllarda yaşanan tüketim çılgınlığından nasibini alıyor. Kriz öncesinde ve krizden çıkış sürecinde uygulanan düşük faiz bol likidite politikası sonucunda bankaların ucuz ve kolay erişilebilir kredi sunumları konut sektörü gibi otomotiv sektörünü de canlı tutuyor. Tüketilen ithal otomobil ise sektöre, dolayısıyla ekonomiye faturası daha ağır oluyor doğal olarak.
Eminim hatırlasınız... Tüm ülkeler küresel krizle boğuşurken, bizde de ilginç bir kampanya başlatılmıştı televizyonlarda. "Alın verin ekonomiye can verin." Tüketim yapacağız, sonrasında yeni mallar üretilecek, firmalar üretim için yeni istihdamlar yaratacaklar ve biz krizden çıkacağız. İlköğretim okulları arasındaki bir yarışma için hazırlanmış proje kıvamında desek yeridir. Neyse, beyinlerimize kazılan bu klişeyi duyunca akla ilk gelen soru şu olmuştu; alalım verelim, ekonomiye can verelim de, neyle? Bu soruyu sormakta haklıyız. Çünkü işsizlik oranı yüzde 14'leri aşmış, istihdam edilenlerin büyük kısmı asgari ücretle geçinmek ve milyonlarca aile yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda.

İTHALAT ÖNDE!
Otomotiv sektörü küresel ekonominin de lokomotifi. 2 trilyon euro büyüklüğe sahip. Yani, dünyanın 6. büyük ekonomisi ile aynı ölçeğe sahip. Otomotiv sektörünün ekonomik açında hayati önem taşıyan diğer bir boyutu da birçok alt sektörü beslemesi. Demir çelik, hafif metaller, lastik ve plastik gibi ürünleri doğrudan alıyor ve bu sektörlerin dinamizmine katkı yapıyor. Türkiye'de de hızla büyüyor otomotiv sektörü. 2000'lerin başında üretim kapasitesi 174 bin iken geçen yıl üretim 793 bine ulaştı. Alt sektörler dahil yaklaşık 400 civarında istihdam yaratabiliyor sektör.
İhracatta da en büyük pay yüzde 15.3 ile otomotivde. Sadece 2004 ve 2005 yıllarında açık veren sektör geçen yıl dahil fazla vererek geliyordu. Otomotiv Sanayi Derneği web sitesinden Haziran ayı verilerini yayımladı. Ne yazık ki, bu yılın ilk 5 ayına ait veriler ithalatın ihracatı geçtiğini gösteriyor. Alınan kredilerin nereye gittiği açıkça görülüyor rakamlardan. 5 ayda 3.5 milyar dolar ithal binek arabaya döviz gitmiş. Böylece, sektörde ithal aracın payı yüzde 70'e yükselmiş. Neyse ki, ihracattan da 2.8 milyar dolar gibi bir gelir var. Açık yaklaşık 700 milyon dolar civarında.
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği de hazırladığı raporda başta ithal olmak üzere otomobil satışlarının adeta patlamasını 2 nedene bağlıyor; birincisi kredi imkanları, ikincisi fiyatların uygunluğu.

GELİRLER BANKAYA
Belli sektörlerin teşvik edilmesi, bu alanda tüketimin artırılması ekonomik açıdan olumlu sayılabilir. Bu tespitimiz tabii ki otomotiv sektörü için de geçerli. Ancak sorun şurada... Türkiye'de birçok kişinin geliri o kadar düşük ki, bankadan aldığı kredinin aylık taksitini ödeyebilmesi için aylık gelirinin hemen hemen tamamına yakın kısmını ayırmak zorunda kalıyor. Ama gelir sorunu olmayan gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde bireyler otomobil ya da konut kredilerinin taksitlerini gelirlerinin sadece makul kısmını tahsis ederek ödeyebiliyor. Bu yüzden Türkiye'de kredi alanın gelecek gelirleri bankalarca ipotek altına alınıyor. Sonuçta, hayati ihtiyaçlarını, çocuklarının eğitim ve sağlık giderleri dahil, kısması gerekiyor.
Türkiye'de olduğu gibi küresel ekonomi tüketerek krizden çıkma dersinde. Herhalde sorun ekonomi bilim dalında. Mühendislikten mimarlığa, hukuktan siyaset bilimine, ziraattan su ürünlerine kadar, tabi tıp bilim dalının doğrudan insanlığa hizmet ettiğini görüyoruz. Lakin ekonomide tam tersi bir durum söz konusu. İnsanlar ekonomiye hizmet ediyor. Bir insan doğumundan ölümüne kadar ki süreçte tüketerek ve sonunda ölerek ekonomiye can veriyor. Yani, ekonomiye hizmet ederek ömrünü tamamlıyor. Oysa tüm bilimler insanlığa hizmet etmek için var olurlar. Bir terslik yok mu bu işte?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.