Hem küresel ekonomilerdeki sıkıntılar hem de yüksek cari açık sorunu piyasalardaki oynaklığı artırdı. Borsadan önce düşme sinyalleri geldi, sonra serbest düşüş yaptı ve 49 binlerden geri geldi. Şimdi tahterevalli gibi bir düşüyor bir yükseliyor. Küresel ekonomideki belirsizlikler sürdükçe bu salınım da devam edecek büyük olasılıkla. Doğal olanı da piyasaların dalgalanmasıdır. Ancak, makul sınırlar içinde...
İMKB makul sınırları bayağı aşıyor. Tansiyonun yükselip aniden düşmesi gibi bünyeyi yoruyor. Oynaklığın piyasa aktörlerini, özellikle hisse senetlerini ihraç eden şirketleri yormayacak bant aralığında kalmasına katkı yapacak bazı önlemler geldi SPK' dan.
Hisse senedi ihraççıları ikincil piyasa olan borsadan kendi hisse senetlerini alabilecekler. Türk Ticaret Kanunu'nun değişmesi ve 2009 yılında SPK tarafından alınan ilke kararının revizyonu sonrasında şirketler hisse senetlerinin piyasa değerlerini koruyabilmek için belli limitler içinde aktör olarak alabilecekler. Kararın kapsamı oldukça geniş tutulmuş. Hisse senetleri borsada işlem gören tüm şirketler hisse senetlerini geri alabilecek. Aracı kurumlar ve yatırım ortaklıkları da kapsam içindeler.
SINIR YÜZDE 10
Tabi, şirketler istediği kadar hisseyi geri alamayacaklar. SPK geri alımla ilgili sınırlamayı şu şekilde belirlemiş. Geri alım oranı şirketin ödenmiş yada çıkarılmış sermayesinin yüzde 10'u düzeyinde olacak. Biraz açıklık getirelim... Şirketlerin mevcut, yani nakit olarak şirkete getirilmiş sermayeleri çıkarılmış sermaye şeklinde tanımlanıyor. Her hisse senedi ihracı sonrasında, bedelsiz hisse senetleri hariç, çıkarılmış ya da ödenmiş sermayeleri yükseliyor. Yani, şirketler hisse senetleri ile şirketlerine parasal kaynak sağlıyorlar. Buna özkaynak diyoruz. Çünkü, bu kanalla gelen kaynak belli bir süre sonra şirketten geri çıkmıyor. Ancak, bankadan alınan kredi veya tahvil bono ihraçlarıyla yaratılan kaynaklar "yabancı kaynak" kapsamına giriyor. Vadeleri geldiğinde faizi ile geri ödeneceğinden.
Bu yüzden hisse senetlerinin fiyatları şirketler açısından hayati önem taşıyor. Bir şirketin hisse senetlerinin piyasa fiyatı ne ise o fiyattan çıkarması gerekir yeni hisse senetlerini. Eğer piyasa fiyatı düşükse şirkete sağlayacağı sermayede düşük kalıyor. Dolayısıyla, böyle bir konjonktürde özkaynak yaratma alternatifini kullanamıyorlar, sadece borçlanma yoluna gidebiliyorlar.
SPK, özkaynak alternatifinin korunabilmesi için şirketlerin hisse senetlerinin bir kısmını geri almanın önünü açtı. Temel amaç piyasa değerindeki aşırı düşüşü kısmen engelleyebilmek.
AÇIĞA SATIŞ
Gelelim ikinci önleme... Hisse senetlerinin aşağı gittiği süreçte para kazanmak için önce yüksek fiyattan satılıp, sonra fiyatı düştüğünde alınması gerekir. Buna açığa satış işlemi diyoruz. Tabi, açığa satış işlemleri hisse senetleri fiyatlarının daha da aşağı inmesine katkı yapıyor. SPK, aşırı oynaklığı engellemek için açığa satış işlemlerini zorlaştırıcı bir karar aldı. Eski uygulamaya göre, açığa satış yapacak bir yatırımcının işlem tutarının yarısı oranında özkaynak katkısı yapmalıydı. Son karardan sonra özkaynak oranı yüzde 50'den yüzde 70'e yükseltildi. İşlem kapatılıncaya kadar yapılan katkının minimum yüzde 35'e düşmesine izin verilebiliyordu. Bu kural geçerliliğini korudu. Açığa işlem yapanın özkaynağı yüzde 35'in altına gerilerse aynı gün tamamlanmak üzere takas teminat tamamlama çağrısı yapacak.
Yerinde alınan bu kararların aşırı oynaklığa yapacağı katkı tabii sınırlı ölçüde olacak. Dolayısıyla, ABD'nin ve AB'nin borç sorunları çözülmeden, Türkiye'de de cari açıkla ilgili somut önlemler açıklanmadan piyasalarda sular durulmayacak gibi görünüyor.
