Eskiden Avrupa'nın planı plan yapmaktı. Ancak, ekonomik sorunların büyüyerek vardığı nokta başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeyi korkutmaya başladı. Artık, fantezi yapmayı bir kenara bırakıp, üzerinde hemfikir oldukları çözüm yollarını uygulamaya başlamaları gerektiği bilincine vardılar. Son yazımda masa üzerindeki bazı kolektif çözüm yollarına değinmiştim. Bu hafta içinde az da olsa atılan adımlar var.
G-7 ülkeleri maliye bakanlarının acil olarak yaptıkları toplantı sonrası Almanya biraz yumuşamış görünüyor. Ortak euro tahvilden tutun, yardım fonlarının kullanımına kadar ayak sürüyen ülke her zaman için Almanya oldu. Tabii, eski Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin de hakkını unutmayalım işlerin sarpa sarmasında. Almanya'dan şimdilik zayıf da olsa bir yeşil ışık geldi. Her ne kadar, İspanya bankalarının sermayelendirilmeleri ile sınırlı kalsa bile. Dolayısıyla, fon birleştirilmesi ve ortak tahvil henüz beklemede. Tahminen 75 milyar euro civarında kaynağa ihtiyacı var İspanyol bankalarının. Almanya her ne kadar yumuşamış görünse de, kurtarma fonundan ya da diğer kaynaklardan yapılabilecek aktarımın karşılığında ne talep edeceği şimdilik açık değil. Hatırlayacağınız gibi, Yunanistan için yapılan yardımların bedeli oldukça ağır olmuştu. Hatta, Yunanlılar bağımsızlığımız elden gidiyor kaygısına kapılarak sokakları birbirine katmışlardı. Eğer benzer yaklaşımı İspanya'ya da dayatırsa, bankaların sermayelendirilmeleri başka bir bahara kalır.
BEJ KİTAP
Bu arada Avrupa Merkez Bankası'nın iki gün önce toplantısı vardı. Çıkan sonuçların bir kısmı tahminlerimiz paralelinde geldi. Ancak, piyasa aktörlerince yeşertilen umudu pek önemsemedi AMB. Umut derken uzun vadeli yeniden finansman operasyonunu kastediyorum. 2 operasyon ile 3 yıl vadeli ortalama yüzde 1 faizden toplam 1 trilyon 18 milyon euroyu bankalara vermişti. Üçüncüsü gelir mi derken, Başkan Draghi "hiç heveslenmeyin, biz 3 ay vadeli sınırsız likidite veririz, 3 yılı unutun" dedi.
Avrupa Merkez Bankası kırmızı ışık yakınca, gözler FED'e çevrildi, bir yeşil ışık gelir mi umuduyla. Yanıtı hem FED veriyor hem de dün yayımlanan "Bej Kitap."
12 bölge ekonomisinin performansının değerlendirildiği kitapta olumlu gelişmelere yer verilmiş. 49 sayfalık raporun özet kısmından birkaç önemli bilgi şöyle; içlerinde New York ve Chicago'nun da olduğu 7 bölgedeki toparlanma hafif bir tempoda gerçekleşiyor. Buna karşın, 3 bölgedeki toparlanmanın kayda değer olduğunun, 2 bölgede ise henüz büyüme hızının yatay gittiğinin altı çiziliyor raporda. Sektörle ilgili tespitlerde ise yeni otomobil satışlarının iyi gittiği, üstelik otomobil stoklarının erimeye başladığı, diğer taraftan iş ve eğlence amaçlı seyahat ve turizm sektörlerinin genişlemesini sürdürdüğü vurgulanıyor. Konutta, diğerleri gibi genişleyen sektörler içinde yerini alıyor. Genel olarak ABD'de otomobil ve çelik siparişlerinin devam etmesi de sevindirici bulunuyor.
FED'DEN UMUT
Mayıs ayı "Bej Kitap"ına göre işler fena gitmiyor ABD'de. FED, büyüme ulaştığı hızı korursa 3. parasal genişlemeye gitmemize gerek kalmaz hatırlatması yapmıştı. Bir koşulda enflasyon oranı ile ilgili koymuştu. Yüzde 2'nin üzerindeki enflasyon yine FED'i parasal genişleme konusunda frenletecek. Yine de piyasaların gönlünü almak için "FED hazırlıklarımız tamam, gerekli görülürse QE3'ü devreye sokarız" demekten de geri kalmıyor.
Çin ve Avustralya'dan da ABD ve Avrupa'ya destek gelmesi bulutların biraz dağılmasında rol oynuyor. Çin, zorunlu karşılıkları aşağı çekmesinden sonra, bankaları maddi anlamda bunaltacak önlemleri rafa kaldırdı. Avustralya Merkez Bankası da üst üste indirimlerle politika faiz oranını yüzde 3.50'ye kadar çekti.
Önerilerin uygulamaya girmesi yönünde gelen olumlu sinyaller piyasaların yeniden yerden kalmasını sağladı hafta sonuna doğru. Öncü endekslerden Dow Jones uzun aradan sonra yeniden 12.500 sınırına ulaştı. İMKB'de yükselen borsalar içinde doğal olarak. Öneri ile yazımı tamamlayayım, temkinli duruşumuzu koruyalım. Birkaç adıma daha ihtiyacımız var yeni pozisyonlar için.
