ABD Merkez Bankası FED 11-12 Aralık toplantısından yine piyasaların beklentilerine yanıt verecek kararlar aldı, tahvil alım programını genişletti. Bu aksiyonunun yanı sıra düşük faiz seviyesini koruma süresini de uzattı. Avrupa Merkez Bankası İspanya ve İtalya'nın itfasına kısa süre kalmış tahvillerini alma kararı aldı ki, o da bir taraftan sorunlu ülkelerin borç çevirme sorununa katkı yapacak diğer taraftan piyasaya tahvil alım yoluyla likidite verecek. Japonya da kervana katılarak tahvil alım programını yukarı çekmişti Kasım ayında.
Gerçekten aktörler rollerini oldukça benimsemişler. Gelişmiş ülke merkez bankaları versin likiditeyi, gelişmekte olan piyasalarda "Hop bu paraları" çeksinler. Al gülüm ver gülüm misali. Bu film ilk olarak 2002 yılında vizyona girmişti. Tabii ki iyi filmler gibi ABD yapımı. Filmin ismi "İnsin faizler, başlasın carry trade."
FED yüzde 5'lerin üzerindeki politika faiz oranını kademeli olarak düşük seviyelere çekti ve likidite vermeye başladı. Likiditeyi alan mali kurumlar bunların bir kısmını mortgage kredilerine bir kısmını da sendikasyon kredilerine dönüştürdüler. Böylece, paranın maliyetinin düşük olduğu yerden paranın getirisinin yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelere sıcak para girişleri aşırı derecede artmaya başladı.
UYGUN İKLİM
| "Merkez bankaları likidite vererek sorunları çözeceklerini sanıyorlar. Aşırı likidite değil mi 2008 krizinin nedeni? |
2008 krizi ile sihir bozulmuş ve şişen balonlar patlamıştı. Merkez Bankaları büyük küresel krize götüren yöntemleri, ne yaman çelişkidir, çıkış içinde kullanmayı tercih ettiler. Sürekli likidite enjekte ederek büyüme hızlarını artırmaya çalışıyorlar, tabii bu arada piyasa balonlarını yeniden şişirerek.
İYİ SEYİRLER
FED, Eylül ayında 3. parasal genişleme programını (QE3) açıklamış ve aylık 40 milyar dolar mortgage kağıdı alacağı taahhüdünde bulunmuştu. Dün genişleme programını daha da genişletme kararı verdi. Yeni yıldan itibaren aylık 45 milyar dolarlık tahvil alımı yapacak. Twist operasyonu ile kısa vadeli tahvilleri uzun vadelilere dönüştürecek. Bunun yanı sıra başladığı aylık 40 milyar dolarlık mortgage kredilerine dayalı menkul kıymet alımını da sürdürecek. Süre vermiyor FED. "Ne zaman işsizlik oranını yüzde 6.5'lara indirirsem ve ekonomiyi canlandırırsam o zaman alım sürecini sonlandırırım "diyor. Tabii enflasyonun yüzde 2.5 seviyesinin üzerine çıkmaması koşulu da var FED'in.
Dün sona eren toplantıda bazı projeksiyonlarını da revize etti. Daha önce 2013 yılı büyüme beklentisi yüzde 2.3'ten yüzde 3'e yükseltti, işsizlik oranını yüzde 7.4'e ve enflasyon oranını da yüzde 2'ye çıkardı. Bu beklentileri baz aldığımızda FED'in 2015'in sonuna kadar sıfır seviyesindeki faiz oranını koruyabileceğini söyleyebiliriz.
FED'in "verdiği coşkudan" en fazla etkilenen borsa İMKB. Şu anda 2012 yılında en çok kazandıran borsası dolar cinsinden. Hala da soluklanmadan gidiyor. 80 binleri bırakın 90 binler havada uçuşmaya başladı şimdiden. Birkaç gün soluksuz çıkışların sonrasında kar realizasyonları ile küçük düzeyde de olsa geri çekilmelere tanık olacağız.
Sözün özü, aynı filmi gelecek yılda da izleyeceğiz. Bazı risk faktörleri para sihirbazları ve falcılar tarafından şapkanın içinde saklanacak. Halinden memnun yüksek karları cebe indiren yatırımcılar patlamış mısır ve kola eşliğinde filmi büyük zevkle izliyorlar. Ne diyelim; iyi seyirler.
