• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Dikkat edilmesi gereken parametreler

CAHİT SÖNMEZ

Dikkat edilmesi gereken parametreler

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04 Şubat 2013
Kritik soru şu; Ocak ayına çok iyi başlayan ama sonunu getiremeyen piyasaların radarında hangi temel parametreler olmalı? Gerçekten bu yıl güçleri eşit iki büyük takımın maçını seyreder gibi piyasalardaki gelişmeleri izleyeceğiz, hop oturup, hop kalkarak. Piyasa aktörlerinde, özellikle yerli yatırımcılarda bir panik var. Çünkü, 70 binin biraz üzerinden sonrasının balon olduğunu çok iyi biliyorlar.
Geçen yıl, Merkez Bankası'nın finansal istikrar yönünde attığı hayati adımlar sonrası, çok önemli kazanımlar elde edildi. Biraz açalım bu noktayı... Merkez Bankası 2012'de Türkiye ekonomisini soğuttu. Çünkü, 2009 yılı hariç diğer yıllarda büyüyen, üstelik 2011'de dünya ikincisi olacak hıza ulaşan Türkiye ekonomisine bu ivmeyi veren tamamen "iç talep" idi. Durum böyle olunca, yani, dış talep tam anlamıyla devreye girmeyince, cari açık da kaçınılmaz olarak kontrolden çıkmıştı. İç talep kaynaklı büyümenin yarattığı diğer bir sorun ise kredi hacminin aşırı yükselmesi idi. Tüketim için uygun iklim olunca gelirlerin yanı sıra kredilere de yoğun şekilde başvuruldu. Kısacası, son yıllardaki ortalamanın üzerindeki büyümenin bedeli yüksek cari açık ve hızla artan kredi hacmi oldu.

KAZANIMLAR NEYDİ?

İşte bunun bilincinde olan Merkez Bankası, hızlı büyüme sürecinin devamına izin vermedi ve ekonomiyi, kendi deyimi ile "uçağı piste" indirdi. Geçen yıl hem cari açık geriledi hem de kredi hacmi artış hızı yüzde 40'lardan 15 sınırına indi.
Bu yıl itibariyle 2012 kazanımları devam edecek mi? Yoksa büyüme hızının yükselmesiyle, bir taraftan cari açık diğer taraftan kredi hacmi yükselecek mi yeniden? Zaten, çok kızdığımız Moody's ve Standart and Poors düzelmelerin ne kadar kalıcı olduğunu cari açığın yapısal olarak gerilemesini görmek istiyor.
Geçen yılki kazanımlara bir göz atalım, ardından devamlığı sorgulayalım...
2012'de dış talebin, bazı önlemlerle devreye girmesi sonucu, büyüme üzerindeki katkısı belirgin bir şekilde yükseldi. Özellikle ikinci çeyrekte ulaştığı yüzde 7 civarındaki katkı ile zirve yaptı net ihracat. Oysa 2011'in son çeyreğine kadar net ihracatın katkısı negatif düzeyde kalıyordu. Yani, ithalat katkısı ile ihracat katkısı hep ithalat lehine idi. Bu süreçte iç talebi faiz koridoru ve zorunlu karşılık araçları ile baskılamaya çalıştı Merkez Bankası. Yabancı sermaye girişlerinin artması ile TL'nin değerlemesinin önüne geçti ki, ihracat olumsuz etkilenmesin ve aynı zamanda zorunlu karşılıkları sıkılaştırarak kredi hacmindeki artış hızını frenledi. Sonuçta finansal istikrarı kısmen tesis etti.

DEVAM EDER Mİ?

Gelelim bu sürecin devamlılığına...
Faiz koridoru ve zorunlu karşılık silahlarıyla 2013'de de benzer aksiyonları alacak. Ancak, kredi hacmini baskılaması üreticiler cephesinde sorun yaratabilir. Özellikle, ihracatçılar krediye ulaşmakta zorluk yaşamak istemiyorlar. Haksız da sayılmazlar. Dün Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun yayımladığı kredi rakamları vardı. Toplam kredi hacmi 806 milyar TL'ye yükselmiş. Bunun yaklaşık 200 milyar TL'si tüketici kredilerinden oluşuyor. 87.4 milyarı konut, 68.4 milyarı ihtiyaç ve 8 milyarı otomobil kredilerine gitmiş. Artış hızı yüzde 15'lerde kalıyor, tam Merkez Bankası'nın istediği gibi. Ancak, kredilerde iç talebi etkileyenlerin baskılanması, diğerlerinin ayrıştırılmasında fayda görünüyor.
Eğer, siyasi baskılar gelmez, ya da gelse bile Merkez bunlara boyun eğmezse kazalımlar devam eder ve Türkiye ekonomisinin dışsal şoklara dayanıklılığı artar. Piyasa aktörleri, bir cari açığı, iki iç dış talep dengelenmesini ve üç enflasyonu yakından takip etmeleri gerekiyor. Bu parametrelerde sorun yoksa, panik yapmalarına da gerek yok. Kısa süreli düzeltmeler olabilir. Ancak, kazanımlar elden akıp gitmeye başlarsa Merkez Bankası'na yapılan baskılarla işte o zaman korksun piyasa aktörleri.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.