• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İstihdam verileri ne anlama geliyor?

CAHİT SÖNMEZ

İstihdam verileri ne anlama geliyor?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Şubat 2013
TÜİK tarafından açıklanan son istihdam verilerinde yeniden bozulmanın olduğunu gözlemliyoruz. Geçen yılın Kasım ayında işsizlik oranı yüzde 9.4 seviyesine yükseldi. Oysa bir önceki yılın eş döneminde yüzde 9.1'de idi oran. İşsizleri oran değil sayısal açıdan değerlendirdiğimizde 2.43
milyon işsize 201 bin kişi daha eklenmiş ve 2.630 bin kişiye çıkmış. Neredeyse mevcut işsiz sayısının yüzde 10'u gibi katılım söz konusu.
Geçen yıl büyüme oranının Merkez Bankası'nın uyguladığı soğutma politikaları ile yaklaşık 5.5 puan aşağı inmesi doğal olarak işsizlik oranının yukarı çıkmasına neden oldu. Ancak, bu yıl büyüme hızının yüzde 4'ler ya da biraz üzerine çıkması işsizlik oranının 2011 yılında olduğu gibi yüzde 8'ler seviyesine çekme olasılığı yüksek görünüyor.

SATIR ARALARI
Kasım ayı istihdam rakamlarının ne mesajlar verdiğine değinelim...
* Tarım dışı işsizlik oranı da yükselmeye başlamış. Sanayileşme, diğer bir deyişle tarımın ekonomideki ağırlığının azalması açısından önemli bir gösterge niteliğinde olan tarım dışı işsizlik oranı ilgili dönemde yüzde 11.7'ye tırmanmış.
* Aynı şekilde genç nüfusta işsizlik oranı da ne yazık ki yüzde 18.8 düzeyine çıktı. Daha açık bir ifadeyle, beş gençten birisi işsiz. 2011 yılında gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 17 idi.
* İşgücünde halen erkek hegemonyası hakim. Kadınların işgücüne katılımı yüksek öğretim altındaki eğitimliler için yüzde 30'larda kalıyor. Yüksek öğretim almış kadınlarında yüzde 50'si çalışmıyor. Gerçekten çok düşündürücü bir oran.
* Kamuda istihdam edilen çalışan sayısı 3.2 milyon kişiye ulaşıyor. Toplam istihdam edilenlerin 25.2 milyon kişi olduğu gerçeğinden hareket ettiğimizde, kamunun istihdama yüzde 10 civarında bir katkı yaptığını görüyoruz. İyi ki kamu var. Yoksa işsizlik rakamı yüzde 20'lere dayanacaktı.
* Kırsal kesimdeki işsizlik oranı yüzde 5.6 oranında göründüğünden, Türkiye geneli işsizlik oranı da otomatikman geriliyor. Halbuki, kırsal kesimdeki istihdamın gerçek anlamda istihdam olmadığını söyleyebiliriz. Yani, her hanedeki kişi çalışsın ya da çalışmasın aile işçisi statüsü ile istihdam edildiği varsayılıyor.
* Konu açılmışken bir soruna daha vurgu yapalım istihdam verileri ile ilgili... Haftada 48 saatin altında çalışanların eksik istihdam grubunda yer alması gerekiyor. Buna rağmen, eksik istihdam tam anlamıyla istihdam verilerinden ayrıştırılmıyor Avrupa'da olduğu gibi.

KAYIT DIŞILIK
* Bu arada istihdam verileri ile ilgili olumlu bir gelişme gözümüze çarpıyor. Kayıt dışı çalışanların oranında 2.2 puan düşüş gerçekleşmiş. Şöyle de diyebiliriz... sosyal güvenliğe tabi çalışanların sayısı söz konusu dönemde yükselmiş, sınırlı olsa da.
Karşımıza çıkan resim böyle istihdamla ilgili. Rahatlıkla bozulmayı izleyebiliyoruz. Nedenlerini her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum. Listenin başında eğitim alanları ile işgücü ihtiyaç alanları arasında paralellik kuran politikalar uygulanamıyor. Üniversite ya da meslek lisesi açınca işin bittiğini sanıyoruz. Her üniversitede olan klasik fakültelere ve altındaki bölümlere gerçekten ihtiyaç var mı? Örneğin uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ya da ev ekonomisi gibi bölümlerden mezun olanlar için eğitimlerine uygun işgücü ihtiyacı var mı? Tabii, durum böyle olunca yetkililer 100 bin işçi alacağız ama başvuran yok yakınmasına kapılıyor. Hem eğitimle bağdaşmıyor hem de geliri o kadar düşük ki, karın tokluğuna değmez düşüncesi hakim oluyor.
Sözün özü, işsizlik oranı büyüme hızına bağlı olarak yukarı çıkmış geçen sene. Büyüme hızının 2013 yılında bir önceki yıla göre 1-1.5 puan artacak olması, büyük olasılıkla işsizlik oranını yeniden yüzde 9'un altına çekecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.