Benzetme yaparsak, piyasa aktörleri tıpkı mezarlıktan geçerken korkudan ıslık çalanlara benziyor. Aslında herkeste bir korku var ama belli etmemeye çalışıyor ve en kısa zamanda piyasaların normalleşeceği umudunu taşıyor. Korkunun nedeni malum; her geçen gün daha da gerilen iç siyasi gelişmeler. Yoksa gerek iç ekonomik veriler gerekse Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren dışsal ekonomik gelişmeler piyasalara olumlu yönde etki edecek kıvamda. Sadece iç siyasi gelişmelerin yanına FED faktörünü eklemeliyiz.
FED faktörü de bir yerde temcit pilavına benzedi, ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. FED Açık Piyasa Komitesi'nin her ay yaptığı düzenli toplantı öncesi ve Başkan Bernanke'nin toplantı sonrası yaptığı açıklamalar piyasa aktörlerince alış duruma göre satış yönünde malzeme olarak kullanılıyor. Bu yüzden gözler ve kulaklar FED'in toplantısına çevrilmiş durumda.
Yarın toplantı tamamlanmış olacak. Neler çıkar toplantıdan derseniz...
Çok büyük olasılıkla komite kayda değer bir değişikliğe gitmeyecek. Sıfır seviyesindeki faiz oranını değiştirmeyecek. Küresel krizden bu yana yüzde 0 ile 0.25 aralığını koruyor FED. Oldukça düşük olan faiz oranını şöyle okuyabiliriz; FED bankalara "Alın size bedava para, alın bunu seneye geri getirirsiniz" diyor. Komiteden beklediğimiz diğer bir aksiyon da "üçüncü parasal genişleme" politikasına aynen devam edilmesi. Daha önce iki kez yaptığı ancak bir sonuç alamadığı için geçen Eylül ayında üçüncüsünü devreye soktuğu politika çerçevesinde tahvil ve mortgage kredilerinden doğan alacaklara karşın ihraç edilen ipotek teminatlı menkul kıymet alımı yapıyor FED.
İŞSİZLİK ORANI ÖNEMLİ
Aksiyon aldığı geçen yılın son çeyreğinden bu yana 85 milyar dolar büyüklüğünde likidite enjekte ediyor. Tutarı değiştirmesi ya da programı sonlandırması için belirlediği birkaç kriter vardı. Hatırlamak gerekirse, işsizlik oranının yüzde 6.5'e düşmesi ve enflasyon oranının yüzde 2'yi yarım puan aşmaması. Son gelen veriler FED'in politikayı en az üçüncü çeyrekte de sürdürmek zorunda olduğunu gösteriyor. ABD işsizlik oranı kademeli olarak aşağı inerken geçen ay birden yukarı yönlü harekete geçti. Yüzde 7.5'e inmişken Mayıs'ta yüzde 7.6'ya çıktı. ABD genelinde ve eyaletler bazında büyümenin öncü göstergelerini değerlendirdiğimizde FED'in gevşek para politikaları ile ekonomiyi desteklemek durumunda olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Mart ayından Mayıs ayı dahil 3 aylık dönemde New York eyaletinde "Genel Ekonomi Endeksi" -1.4 seviyesinde iken Haziran ayında 7.8'e sıçradı. The Economist'in anketine göre, ABD büyüme hızının bu yıl sonu itibariyle yüzde 1.8 ile yüzde 2.3 aralığında olması bekleniyor. Anket katılımcıları aynı sorunun yanıtını 2014 için yüzde 2.4 ile yüzde 3.2 olarak vermişler.
BIÇAK SIRTI DENGE
Açıkçası şunu ima etmeye çalışıyorum. ABD ekonomisinin fazla büyümemesi ve işsizlik oranının da fazla düşmemesi gerekiyor. Zira, iyimser bir resim FED'in politikada rota değiştirmesini zorunlu kılar. Çok da kötü giderse, yani toparlanma sınırlı kalırsa, komite içinde muhalif sesler artar. Enjekte edilen likiditenin bir faydasını görmüyoruz, işte sonuçlar. Aksine aşırı likidite hem enflasyonist beklentilerde bozulmaya hem de finansal istikrarsızlığa neden oluyor. Aynen FED Dallas Başkanı'nın yazdığı muhalefet gerekçelerindeki gibi...
Toparlarsak... FED mevcut verileri dikkate alarak bu ayı da pas geçecek ve piyasaların biraz iyimserleşmesine katkı yapacak. Hatta, Başkan Bernanke'nin her toplantı sonrası yaptığı gibi, bir de piyasa aktörlerinin ağzına bir parmak bal çalmasını bekleyebiliriz. Çarşamba Türkiye'de akşam iken yapılacak büyük olasılıkla pozitif yönlü açıklamanın Türkiye piyasalarına etkisi ne olur? Yanıtımız tabii ki olumlu olur, iç siyasi gelişmeleri hesaba katmazsak. Böylesine etkin bir faktörü de formül dışında tutmamız hiç objektif olmaz. Dolayısıyla, içeride siyasi tansiyon düşmediği sürece FED'den gelecek haberin etkisi kesinlikle minimum düzeyde kalacak.
