11 yıl soluksuz yükselen altın son aylarda kararsız bir şekilde, finans terminolojisinde "sarhoş yürüyüşü" olarak tanımladığımız bir aşağı bir yukarı seyir izliyor. Aşırı oynaklık ister istemez altın yatırımcılarının da kafasını karıştırıyor. Bu arada iki yönlü tuzaklara kapılanlar da olmuyor değil. Aslında altından bundan sonra pek hayır gelmeyeceği tam kabullenilirken, Suriye sorunu devreye girmiş, ardına bir de FED eklenmiş böylece yükselen altın fiyatları karşısında yeniden umutlar yeşermişti.
Gelgitler yaşayan altın yatırımcıları için birkaç veri paylaşalım...
* Altın arzı 4.477 tona ulaştı yıllık bazda. Bu yılın ilk iki çeyrek talep rakamlarını göz önünde bulundurduğumuzda talep fazlasının olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz. Örneğin, bu yılın ikinci çeyreğinde altın talebi 856 tonda kalmıştı. Zaten altın talebinin yarısı Çin ve Hindistan'dan geliyor. Mücevher altın talebinde ise iki ülkenin toplam talepleri yüzde 60'a ulaşıyor. Çin bu yılda da yeterli büyüme hızına ulaştı, bir sorun yok. Ancak, Hindistan ikiz açıklara doğru gittiğinden özellikle dış ticaret açığını dizginlemek istiyor. 182 milyar dolar dış ticareti var Hindistan'ın. Bütçe açığı ise gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 5.2'sine çıktı. Büyük olasılıkla altın ithalatını azaltacak önlemler sadece Hindistan'ı değil küresel altın piyasasını da olumsuz etkileyecektir. Bir ekleme yapalım... Çin'in şöyle bir avantajı var Hindistan'a nazaran; Çin dünya altın üretiminde yüzde 14.4 ile ilk sırada yer alıyor.
SPEKÜLATİF İŞLEMLER
* İkinci çeyrekte rezervlerine 71 ton ekleyen merkez bankaları 10 çeyrektir üst üste yaptıkları altın talebini biraz gevşetmiş görünüyor. Haliyle, altından öte dolara ihtiyaçları olacak merkez bankalarının. FED'in "Eylül ayında tahvil alım miktarını azaltabiliriz" çıkışı bile bir çok, Hindistan dahil, gelişmekte olan ülke merkez bankalarını yormuştu kur istikrarı mücadelesinde. Yatırım amaçlı altın talebi içinde yüzde 12 paya sahip merkez bankaları
* Altın fiyatlarının dalgalanmasında kritik rol oynayan borsa yatırım fonları (ETF) toplam altın talebi pastasında, tabii yatırım amaçlı, 279 tonla yüzde 18 payı var. Pozisyon aldıklarında fiyatları rahatlıkla yukarı çekebiliyorlar ya da pozisyon boşalttıklarında aşağı indirebiliyorlar. Borsa yatırım fonları klasik altın yatırımcısı algısına sahip olmadığından, merkez bankaları gibi rezervi güçlendirme amaçları taşımadığından geçen yıl olduğu gibi altın fiyatlarının oynaklığının artmasına katkılarını bu yılda da sürdürüyor, kalan iki ayda da sürdürecekler.
VADELİ DÜŞÜYOR
Gelelim analizimize...
Altın vadeli işlem kontratlarının fiyatlamaları ile başlayalım...
New York Commodity Exchange (New York Emtia Borsası) bünyesinde bulunan Comex'de Aralık altın vadeli işlemler kontratı 1.310-1.311 dolardan fiyatlanıyor son birkaç gündür. Geçen haftaya göre yüzde 0.2 aşağıda. Dar bant içinde pozisyon alan altın vadeli yatırımcılarının çizdiği resmi şöyle okuyabiliriz; Doların güçlenip güçlenmeyeceği sorusuna tamamen konsantre oldular. Eğer FED'in sıkılaştırmaya başlamasını gerektiren sinyaller gelirse, örneğin yarın açıklanacak üçüncü çeyrek büyüme verisi gibi, altın fiyatları biraz daha aşağı doğru gevşeyecek. Ancak, büyüme rakamı tatminkar olmaz, işsizlik başvuruları artarsa bu durumda altın 1.310 dolarların üzerinde tutunmayı başarabilir. Nereye kadar derseniz? 17-18 Aralık FED toplantısı belirleyici olacak.
Sözün özü, FED deyim yerinde ise "kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor piyasalarla." Altın da doğal olarak nasibini alıyor. Söz konusu spekülatif kısmı dışarıda tuttuğumuzda altının momentumunun iyice zayıfladığını, kendi iç dinamikleriyle yükselmesinin zor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
