• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Sorun FED mi? Yoksa...

CAHİT SÖNMEZ

Sorun FED mi? Yoksa...

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Kasım 2013
Son günlerde piyasalardaki kötü gidişi hep Amerika ekonomisinden gelen poziitif verilere ve FED'in alacağı olası aksiyonlara bağlamaya çalışıyoruz. Gerçekten günah keçisi FED mi? Doğru... Büyük oranda suçlu FED. Piyasalardaki oynaklığın artmasında aslan payı onun. Ancak, içeride de her şey tozpembe görünse de, gösterilmeye çalışılmasa da daha doğru olur, yabancıların Türkiye ekonomisine yönelik yaptıkları risk algısında olumsuz değişim söz konusu. Çok övündüğümüz mali performansa rağmen tahvil faiz oranları bir türlü yüzde 8'lerin altına gerilemiyor. Gerilese bile hemen yeniden sıçrıyor yukarı doğru. Aynı şekilde kurların ateşi de düşmüyor. Dolar satışına, Merkez Bankasının iddialı açıklamalarına rağmen 2'nin altında uzun süre kalamıyor.
Bu çelişkinin her fırsatta altını çizmeye çalışıyorum. Dünya ekonomisinin lokomotifi ABD'de ekonomik açıdan işlerin iyi gitmesi gerekir ki arkasına bağlı bizim gibi ekonomileri çekebilsin. Ne yazık ki pratikte öyle olmuyor. 2000'lerin ortalarından bu yana özellikle de 2008 krizinden sonra FED'in ve peşine takılan Avrupa Merkez Bankası ve diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının likidite enjekte etmesi ve bunların bizim gibi gelişmekte olan ülkelere akması odak noktasının sapmasına neden oluyor. Gelişmekte olan ülkeler ve piyasaları doğal olarak bu "hazır ve kolay kaynağın" kısa sürede müptelası oldular. Şimdi vazgeçemiyorlar...

İŞLERİNE GELDİ
Hani haksızda sayılmazlar... Ne güzel hem reel ekonomiye bedava diyeceğimiz maliyetle kaynak girişi oluyor hem de mali piyasalara. Tasarruf oranının yerlerde süründüğü ülkemizde şirketler rahatlıkla bedelli sermaye artırabildiler, halka açılabildiler. Böylece öz kaynak yarattılar. Ama deniz bitmek üzere... Yabancı kaynak ile dönen değirmen şimdi terse dönmeye başladı. Çünkü, değirmenin suyunu her an kesebilir FED.
Zira son çeyrek büyüme hızı yüzde 2.8'e ulaştı. Bu yetmiyor gibi büyümeye ilişkin öncü veriler de iyi gelmeye devam ediyor. Geçen hafta açıklanan "tarım dışı istihdam" rakamları neredeyse beklentilerin iki katına çıktı. Ekonomik canlılığın göstergesi PMI endekslerinden de eyaletler bazında olumlu sinyaller geliyor. Bu aşamada kritik sorumuz şu, "Eğer düzelme Kasım ayında da sürerse 17-18 Aralık toplantısında çıkış için düğmeye basma olasılığı artar mı?" FED'in üçüncü parasal genişlemeye başlarken öne sürdüğü tek objektif kriter işsizlik oranının yüzde 6.5'e inmesiydi. Enflasyon yüzde 2'yi yarım puan aşmamak kaydıyla tabi. Aralıkta hatta yeni yılın ilk aylarında da bu seviyelerde bir işsizlik oranı göremeyeceğiz. Dolayısıyla, FED objektif değil ekonomik canlanma gibi sübjektif kriterine göre karar verecek. Yani büyüme oranının şu rakama ulaştığında demeyecek, artık canlandık çıkışa başlayabiliriz diyecek...

SON TOPLANTI
Aralık Bernanke'nin son toplantısı. Yeni başkanı ciddi şekilde bağlayacak bir adım atar mı? Atmaması gerekir. Çünkü atarsa müstakbel başkan Yellen kademe kademe çıkışı sürdürmek zorunda kalacak. Atmaması için bir koşul daha var. Kasım ayında işsizlik başvuru, tarım dışı istihdam ve sanayi üretim endeksi ve PMI endeksleri beklentilerin altında kalabilir. Bu durumda FED bu yılı tamamen pas geçer.
Neyse temcit pilavı gibi FED'i ha bire analiz etmeyelim. Biraz içeriye de bakalım...
Türkiye gelişmekte olan ülke ortalamasına göre negatif ayrışıyor. EMCI gelişmekte olan piyasa endeksi son 1 ayda yüzde 1.3 değer yitirirken, MSCI Türkiye endeksi yüzde 5.3 aşağı gelmiş. Geçen Cuma ise yüzde 1.5 ve yüzde 3.2 değişim olmuş. Açıkça görüldüğü gibi piyasalarımız negatif ayrışıyor. Üstelik 3,5 milyar TL civarında işlem hacmiyle.
Yabancı sermaye dönüşe başlarsa hem faizler hem de kurlar yukarı doğru baskı altına girecek. Ya bu seviyeleri yeni denge seviyeler olarak kabul edeceğiz. Ya da Merkez Bankası yeniden araçlarını devreye sokarak basıncı almaya çalışacak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.