Kararsız ve kararsız olduğu için yön bulmaya çalışan piyasa izlenimine sahibiz.
Oysa piyasalar yönünü özellikle orta vadede belirlemiş durumda.
Hisse senetleri biraz dinlenmeye çekilecek, faizler ve kurlar hafif yukarıya doğru bir trend izleyecekler.
Çünkü son yazımda da vurguladığım gibi tutanaklardan FED'in faiz artırımına beklentilerden daha yakın olduğunu anlayabiliyoruz.
FED faktörüne bir de sermaye çıkışları ile gelişmekte olan ülke piyasalarının artacak risk seviyelerini, üç derecelendirme kuruluşunun verdiği dış kredi notumuzu, bazı siyasi gelişmeleri ve yakın coğrafyamızdaki jeopolitik riskleri de ekleyelim.
Biliyorum biraz karamsar bir resim çizdim. O halde resmi biraz netleştirelim...
Hisse senetlerinin daha doğrusu BIST 100 endeksinin ilginç bir seyri var geçen yılın son aylarından bu yana. 1 Aralık tarihinde 72.519 ile uzun aranın dip seviyesini yapmış BIST 100.
Tam bir ay soluksuz yükselerek 78 bin 138'lere gelmiş. Az bir soluklanmış ve yeniden tırmanışa geçmiş. İki ay ralli ile de dün itibarıyla 89.794 seviyesine ulaşmış. BIST 100 Endeksinin artış oranı yüzde 21... Kabaca aylık yüzde 7'lere denk geliyor.
Fena sayılmaz. Aynı dönemde bakın BIST Bankacılık Endeksi ne kadar yol almış; 1 Aralık tarihinde 121 bin 435'den bugüne 154.763 düzeyine gelmiş. Değişim oranı yüzde 29. Zaten BIST 100 Endeksinin de lokomotifinin bankacılık sektörü olduğunu göz önünde bulundurursak Borsadaki çıkışın büyük oranda bankacılık sektöründen kaynaklandığının altını çizelim.
Karlılık oranı yüksek
Bankacılık sektörünün ilginç bir öyküsü var. 2008 küresel krizi sonrası, Türk bankacılık sektöründe verilen kredilerin toplanan mevduattan fazla artması sonucu kredi mevduat oranı sürekli arttı.
Kredi mevduat oranı 2010 yılında 0,85'e, 2015 yılında 1,19'a, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde de 1,2 seviyesine yükseldi. Aynı zamanda sektörün karlılık oranlarında da belirgin bir artış gözlemleniyor geçen yıldan bu yana...
Geçen sene bankacılık sektörünün net dönem karı yüzde 55'in üzerinde artarak 30 milyar TL'yi aştı. Özkaynak karlılığı 2015 yılında yüzde 8,17 seviyesinde iken geçen sene yüzde 11,3'e kadar çıktı. Aktif karlılığı ise geçen sene yüzde 1,08 düzeyinde iken, bu oran 2016'da yüzde 1,47'ye yükseldi. Görüldüğü gibi bankacılık sektörü hisse senetleri yatırımcısının belirgin bir şekilde iştahını kabartıyor.
FED'in yakın zamanda faiz artırması ile hem dolar diğer para birimleri karşısında değer kazanacak hem de dolar faiz oranları yükselecek. Zaten şimdiden hareketlenme başladı. Beklentiler satın alınmaya çalışılıyor piyasa aktörleri tarafından. 10 yıllık Amerikan Hazine tahvilleri faiz oranı yüzde 2,30'ları geçti.
Faiz ve altının yönü
Dolar faiz oranlarının yükselmesi doğal olarak TL faiz oranları üzerinde de yukarı yönlü baskı oluşturacak. İki yıllık gösterge tahvil faiz oranı yüzde 11,20 seviyelerinde.
Büyük olasılıkla yüzde 11'in üzerinde kalmaya bir süre daha devam edecek Türk Hazine kağıtları. Son olarak birkaç cümle ile altını da ekleyelim analizimize...
Altın bir süredir boğa piyasasına dönüştü. Ons fiyatı 1200 doları aştı. 1260 dolarda direnç görünüyor. Hatta orta vadede 1300 dolara yükselme olasılığı da yüksek gibi.
Sözün özü kısa vadede dönem dönem düzeltme hareketi olarak tanımladığımız iniş çıkışlara tanık olacağız. Ancak orta vadede yukarıda çizdiğimiz resim karşımıza çıkacak büyük olasılıkla...