Aslına bakarsanız birçok şey birbirine karışmış durumda. Avrupa Merkez Bankası parasal genişleme programını uzatıyor, Martta sonlandıracağı aylık 60 milyar euroluk enjeksiyonunu yıl sonuna kadar uzatıyor ve toplamda piyasaya verdiği likiditeyi 2,28 trilyon euroya yükseltiyor. Buna karşın FED kademeli ve ılımlı da olsa sıkılaştırmaya gidiyor, fonlama oranını 25 baz puan artırıyor.
Tamamen zıt iki dev merkez bankası politikasına rağmen euro dolar karşısında değer kazanıyor.
Gelişmekte olan ülkelere giren yabancı sermaye ve buna bağlı olarak büyüme hızları belirgin şekilde zayıflamış, ortalama yüzde 9 büyüme hızı yakalayan Çin bile yüzde 6,8 ile son 25 yılın en kötü büyüme hızına gerilemiş iken, gelişmekte olan ülke hisse senetleri değer kazanıyor, borsa endeksleri yükseliyor. Üstelik jeopolitik riskler de zirve yapmışken...
2008 küresel krizinden sonra ekonomiler tam anlamıyla normalleşemediler. Çünkü, aşırı likiditenin neden olduğu krizden aşırı likidite ile çıkmak istedi gelişmiş ülkeler. Tabi bu durum gelişmekte olan ülkelerin daha çok işine geldi. Çünkü döviz cinsinden özel kesim borçları katlanarak artmıştı. Bu borçları nasıl çevireceklerini karar kara düşünüyorlardı. Tabi herkesin işine geldi bu yöntem. Her ne kadar yapay da olsa krizin derinleşmesini engelledi. Sonuçta ülkeler kaldıkları yerden devam ettiler. Özellikle de gayrimenkul balonunu daha da şişirerek...
Moody's Kararı
Daha da devam edecek gibi görünüyor bol likidite ile ekonomileri sürükleme yöntemi... Neyse.
Biz de bu gerçekten hareket ederek piyasaların kısa vadede nasıl şekilleneceğini tahmin etmeye çalışalım...
Hafta sonu Moody's'den sürpriz diyebileceğimiz bir haber aldık. Takvimi dışında görünümü durağandan negatife çekti Moody's... Notumuz yatırım yapılamaz seviye olan Ba1'de kaldı. Moody's görünümü bozmasının nedenlerini şöyle özetliyor; kurumların gücünün zayıflaması, büyüme görünümünün zayıflaması, ülkenin iç ve dış mali yapısı üzerindeki baskıların artması, enflasyonun yeniden yükselişe geçmesi... Güçlü kamu maliyesinin büyümenin gerilemesiyle olumsuz etkileniyor olması en dikkat çeken gözlemleri...
Moody'sin görünümü negatife çekme kararı piyasalar üzerinde fazla etkili olmadı. Dolar halen 3,65'in altında, BIST 100 endeksi 90 binin üzerinde ve iki yıllık gösterge tahvil faiz oranları da 11,60'lar sınırında seyrediyor. İlginçtir euroda hafif yukarı doğru bir kıpırdanma var.
Eğer içsel faktörler ikincil planda kalırsa, euro dolar paritesi belirliyor TL'nin her iki para birimi karşısındaki değerini...
Parite dolar aleyhine!
Vadeli işlem borsası CME'de Haziran euro dolar kontratları son günlerde 1,0840'lar seviyelerinde fiyatlanıyor. Teknik analiz, bu seviyelerin hatta 1,0750'nin üzerinin korunması durumunda euronun dolar karşısındaki kaybını geri alabileceğini gösteriyor.
Destek noktaları; 1,0770 ve 1,0730... Ancak 1,0680'in altına gelmesi durumunda doların kısa vadede güçleneceği sonucu çıkıyor.
Dolar TL'de 3,68 kritik sınır...
Teknik analize göre, üzerine çıkması durumunda doların ivmelenmesi ve 3,75 hatta üzerine gelme olasılığı güçleniyor.
3,5920-3,6030 destekler, 3,6740-3,7190 direnç noktaları...
Doların dinlenmeye çekilmesi euronun yanı sıra altına da yarıyor. COMEX'de Nisan altın kontratları 1235 doların üzerinde değerleniyor. 1240 ve 1260 direnç, 1210 ve 1220 de destek noktaları...
Yazının başında da vurguladığım gibi piyasa aktörleri piyasa koşullarını bilmelerine rağmen durumu idare etmeye çalışıyorlar.
Bu yüzden FED'in ikinci faiz artırım toplantısına kadar klasik tahterevalli hareketlerini izleyeceğiz.