Piyasalar için "serseri mayın" tanımlaması yapsak yanlış olmaz sanırım. Böyle bir oynaklık kriz dönemlerinde bile olmuyordu. Kriz akabinde serbest düşüş yapıyor, bir süre diplerde kaldıktan sonra borsalar kayıplarını hızlı bir şekilde telafi edebiliyordu. Aynı şekilde faizlerde zirve yaptıktan sonra suların durulmasıyla makul seviyelerine geri dönüş yapabiliyordu. Kurlar ise birkaç üst seviyeye çıkarak orada dar bantta dalgalanabiliyordu.
Oysa geçen yıldan bu yana piyasa hareketleri finans yazınında "sarhoş yürüyüşü" olarak tanımlanan zikzaklar çizmeye başladı.
Aslında piyasa denkleminin bilinmeyenleri belli. Amerika'nın yeni ekonomi yönetiminin atacağı adımlar, buna bağlı olarak FED'in alacağı olasılığı faiz kararları, Avrupa Merkez Bankasının yılsonuna kadar sürdüreceği gevşek para politikası, içeride büyüme hızının makul seviyelere çıkamaması, enflasyonun yüksek seyri, tasarruf ve yatırımların ekonomiye katkı yapamaması, doğrudan yabancı sermaye girişinin sınırlı kalması, sıcak paranın iyice ısınmış olması, dış borçların hacmi ve siyasi gelişmeler. Son olarak en etkili faktörlerden Suriye ile ilgili jeopolitik riskler...
TRUMP BELİRSİZLİĞİ
Gerçekten çok bilinmeyenli bir denklem var karşımızda. Ancak denklemin çözümünü zorlaştıran bilinmeyen sayısı değil, bilinmeyenlerin niteliğinin hızla değişmesi.
Örneğin Trump'ın başkanlık koltuğuna oturduğunda maliye politikalarını gevşeteceğini, özellikle vergilerin düşürülmesi ile iç talebin canlanacağını, sonuçta iç talebin canlanmasıyla büyüme hızının ve enflasyonun yükseleceğini ve işsizlik oranının düşeceğini tahmin ediyorduk. Gelin görün ki, Trump'ın hesapları bir türlü tutmuyor. Ekonomideki belirsizliği yetmiyormuş gibi bir de siyasi alanda da sorunlar yaratıyor.
Bu durumda doğal olarak güçlü dolar senaryosu yerine zayıflayan dolar olasılığını güçlendiriyor.
Diğer bir örnek... Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi bir taraftan 60 milyar euroluk enjeksiyon devam edecek diyor diğer taraftan Avrupa ekonomilerinin hızlı toparlanma gösterdiğini açıklıyor. 1,04'lerdeki parite bakıyorsunuz 1,09'lara dayanıyor.
Orta vadedeki beklentilerimi birkaç yazımda sizlerle paylaşmıştım.
Kısa vadede savrulmalar piyasaları nerelere taşır sorusunun yanıtını vermeye çalışalım...
FED'E BAĞLI!
13-14 Haziranda FED'in toplantısı var. Üstelik Başkan Yellen konuşma yapacak toplantı sonrası. Eylül ayında faiz artırım olasılığı yüksek olmasına karşın Haziran toplantısı için bu olasılık rafa kalkmış değil. Boston FED Başkanı Eric Rosengren 3 faiz artırımının gerekli olduğu fikrini açıkça duyurdu. Eğer Haziranda faizler aynı seviyede korunursa doların ateşi yükselmez. Şuan için teknik analiz 3,5530 ve 3,5410'u destek seviyeleri olarak gösteriyor. Faiz artırmamasına rağmen Yellen bir sonraki toplantıya dair güçlü sinyaller veren konuşma yaparsa dolar bir kez daha 3,65'lere yaklaşabilir.
Direnç seviyeleri ilk aşamada 3,5920-3,6250.
Borsanın 95 bini aşmasına bakmayın. Çünkü BİST 100'ü taşıyan hisse sayısı 100 hisse senedi içinde 10-15'i geçmez. Bu yüzden bilançolara ve açıklanan çeyreklik karlara bakmamız gerekiyor. Dolayısıyla BIST 100 94,250-93,670 direnç seviyelerine gelebilir. Tatminkar rakamlar gelir ise yeni tarihi zirve yapabilir.
Son olarak faizleri değerlendirelim; ne yazık ki enflasyon düşmeden faizlerin gerilemesini bekleyemeyiz. Özetle faizler kısa vadede yüzde 11'in üzerinde kalacak gibi görünüyor.