AK Parti, bazı belediye başkanlarını değiştirdi ya CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hemen durumdan vazife çıkararak, daha 17 ay sonra yapılacak yerel seçimlerin erkene alınmasını istedi. Aklı sıra AK Parti'yi köşeye sıkıştırmayı amaçlayan Kılıçdaroğlu, bunun için gerekli Anayasa değişikliğine de parti olarak destek vereceklerini söyledi.
CHP lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan böyle bir şeyin söz konusu olmayacağı, seçimin zamanında yapılacağı cevabını aldı ve konu kapandı.
Ancak, Kılıçdaroğlu'nun erken seçim konusunda CHP'ye bağlı en büyük belediye olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu bile tam olarak ikna edemediği ortaya çıktı.
HUKUKİ SORUN ÇIKARIR
Bir açıklama yapan Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu'nun çağrısını usulen destekleyen ifadeler kullanırken erken seçimin hukuki olarak sorun yaratacağını vurguladı.
Çekincelerini sıralayan Kocaoğlu, şunları söyledi: "Yerel seçimin bir gün bile öne alınması için Anayasa değişikliği lazım. Bunun için de Meclis'te 367 oy gerekiyor. Herkes razı olsa bile parlamenter seçimini öne almak gibi değil durum. Milletvekilleri genel seçimin erkene alınmasını oylarken kendi sürelerinin de erkene alınmasını oyluyorlar.
Ama belediye başkanlarının beş yıllık görev sürelerinin öne alınması hukuken de bana göre sıkıntılar yaratır. Anayasa Mahkemesi'nde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de sorun çıkabilir. Ben dava açmam ama açan çıkar ve 'Benim daha sürem vardı, projem duruyor, ona göre kendimi ayarlamıştım' diyebilir.
Seçilme hakkı ve süresinin kısaltıldığını öne sürebilir." Sayın Kılıçdaroğlu...
Bir çıkış yaparken önce kendi partililerinizin bu konuda ne dediğine bakın ve önce onları tam ikna edin. Ne yani, koskoca Türkiye'nin sizin daha kendi belediye başkanlarınızı tam ikna edemediğiniz önerinizin arkasına takılmasını mı bekliyorsunuz?
MURAT BAKAN'DAN AÇIKLAMA VE SORULAR
CHP'li Bayındır Belediyesi'nin Özel İdare'den kalan bir köy arazisini CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol'un oğlunun şirketine satışıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Olay ilk ortaya çıktığında Gürsel Erol, bir internet sitesine söz konusu şirketin kendisiyle hukuki hiçbir bağı olmadığını söyledi ve "Benim konuyla ilgili bilgim olduğu kadarıyla, şirketin avukatı bugün İzmir milletvekilimiz olan Murat Bakan'dır" dedi. Bu açıklamanın ardından ay nı internet sitesine açıklama yapan Bakan ise, "Söz konusu arsa satışı ya da alışı bizim bilgimiz dışındadır.
Milletvekili olduğum 1 Kasım tarihi itibariyle avukatlığı bıraktım.
Ancak hukuk büromuz ve avukat Boran Özal söz konusu şirketin işlerini takip etmektedir" dedi.
Ben de bu beyanatları üzerine bu köşeden Erol ve Bakan'a "Bizim şirketimizle veya hukuk büromuzla seçildikten sonra bağımız kalmadı. Bu satışla ilgili bilgimiz yok" diyerek bu işin içinden sıyrılamayacaklarını, halka hesap vermeleri gerektiğini söyledim. Murat Bakan'ın avukatı T. Boran Özal, bu yazım üzerine bir açıklama gönderdi. Özal, "Gerek müvekkilimiz gerekse hukuk büromuz bahse konu arazi satışının hiçbir aşamasında vekil olarak da başka bir sıfatla da yer almamış olup bu satışa, sürecine ve araziye ilişkin hiçbir şekilde bilgi sahibi de değildir" dedi.
Bu açıklama kafamı karıştırdı. İnternet sitesindeki habere göre Gürsel Erol, şirketin avukatının bildiği kadarıyla Murat Bakan olduğunu söylüyor. Bakan da "Ben avukatlığı bıraktım ancak hukuk büromuz ve avukat Boran Özal söz konusu şirketin işlerini takip etmektedir" diyor. Şimdi söz konusu hukuk bürosu bu şirketin işlerini Murat Bakan'ın söylediği gibi takip ediyor mu etmiyor mu? Ya da ediyor ama bu arsa satışıyla ilgili mi bir ilgisi yok?