Üst akıl veya küresel güçler, adına ne derseniz deyin, Türkiye üzerine oynadığı oyunları tek tek kaybediyor.
Bu yüzden elindeki son kozları da sahaya sürüyor. Giderek daha radikal, "yok artık" dedirtecek gelişmelerin yaşanması da bu yüzden...
Seçimlerde 28 Şubat mağduru olduğunu söyleyen Saadet Partisi (SP) ile CHP'nin ittifakı da hep bu aklın ürünü.
Düşünün, seçim sürecinden önce böyle bir ittifakın kurulabileceği kimin aklına gelirdi. Varoluşunu birbirine karşı çıkarak ortaya koymuş iki yapıyı biraraya getirdiler.
Öte yandan, yine seçim döneminde Meral Akşener yönetimindeki İyi Parti ve HDP de bu yüzden dolaylı da olsa bir ittifakın içinde yer aldı. Zamanında İçişleri Bakanıyken PKK'yla etkili mücadele ettiğini savunan Akşener, PKK'nın siyasi kanadı HDP'nin terör örgütü yöneticiliğinden tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş için özgürlük talebinde bile bulundu.
HALKI SOKAĞA DÖKEMEDİLER
Öte yandan, yine Atatürk'ün kurduğu CHP ile PKK'nın uzantısı HDP arasındaki gizli ittifak da küresel aklın projesiydi. Amaç, HDP'ye barajı aştırarak AK Parti'nin 350 milletvekili ile çoğunluğu alarak Meclis'te yer almasını önlemekti.
Öyle bir algı operasyonu yaptılar ki, maalesef kendisine "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyen yüzbinlerce CHP'li gidip PKK'nın partisine oy verdi. Oyun bir anlamda amacına ulaştı. HDP, Meclis'e girdi. Ancak, küresel aklın hesabı boşa çıktı. Çünkü, AK Parti'nin 'Cumhur İttifakı'nı kurduğu MHP, beklentilerin üzerinde oy aldı. AK Parti ve MHP, Meclis'teki çoğunluğu rahat rahat sağladı. Şimdi, ne yapıp edip AK Parti ve MHP'yi birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Ancak, her iki parti de bu oyunlara karşı çok uyanık. Buna izin vermiyorlar. MHP lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde bu ittifaka zarar verebilecek bir açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısını anında görevden alarak bu oyunların da boşa çıkarılacağını gösterdi.
Bu arada üst aklın en önemli projelerinden biri de 24 Haziran'da "Oylar çalındı" yalanıyla sokağa dökmekti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve yakınındaki bazı isimler bunu yapmaya çalıştı. Ancak, o plan da ters tepti. Bugün manşet haberimizde perde arkasını okuyacağınız girişim, o gece son anda Muharrem İnce böyle bir çağrı yapmaya yanaşmayınca çöktü. İnce, Erdoğan'ın kazandığını kabul ederek bu oyunun bozulmasını sağladı. Eğer, İnce de o gece Kılıçdaroğlu ve ekibinin dümen suyuna gitseydi ve öyle bir çağrı yapsaydı bugün hiç istenmeyen bazı olayları konuşuyor olabilirdik.
Kaybedeceğini anlayan üst akıl, bundan sonra da şaşırtan hamleler yapmaya çalışacaktır.
Göreceksiniz önümüzdeki günlerde yan yana gelmez denilen bir çok kişi veya kuruluş, biraraya getirilecek. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözde adalet yürüşüyünden bu yana tezgahlanmaya çalışılan ikinci Gezi olayları körüklenmeye çalışılacaktır. Ancak, millet sağduyusuyla bu oyunları da bozacak güç ve kararlılıkta
Bir tweette 6 hakaret
Muharrem İnce'nin bir öfke kontrol problemi olduğunu, 24 Haziran öncesinde örnekler vererek bu köşede dile getirmiştik. Dün Muharrem İnce, bunu bir kez daha gösterdi. İnce, seçim gecesi aşırı alkol tükettiği ve bu nedenle ailesi tarafından açıklama yaptırılmadan evine götürüldüğü yönündeki bazı iddiaları gündeme getiren bir köşe yazarına cevap verirken hakaret rekoru kırdı. Bir tweette, 'alçaksın', 'namussuzsun', 'şerefsizsin', 'havlıyorsun', 'gazeteci bozuntusu' gibi tam 6 hakaret sığdırmayı başardı. Öfke kontrolü açısından profesyonel yardım alması gerektiğini bir kez daha gösterdi.