Mehmetçik Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını korumak için 109 yıl sonra Libya'ya gidecek. Tezkere dün Meclis'te CHP-İyi Parti ile PKK terör örgütünün uzantısı HDP'den oluşan ittifakının hayır oyuna rağmen kabul edildi.
Türkiye'nin çıkarlarını korumak için attığı her adımdan rahatsız olan CHP, bu hamleden de çok rahatsız.
Maalesef Atatürk'ün kurduğu parti, bugün Türkiye'nin bu meşru hamlelerine karşı çıkmak uğruna Ulu Önder'in Libya'da yaptığı mücadeleye bile üstü kapalı laf söyleyecek hale geldi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Mehmetçiği lejyoner gibi kullanmak bu Meclis'e yakışmaz" diyerek bu ülkeye gidecek askerimize 'paralı asker' yakıştırmasında bulundu.
HAFTER'E DE SAHİP ÇIKMIŞTI
CHP'li Altay geçtiğimiz günlerde de Libya'da Türkiye'nin de birlikte hareket ettiği meşru hükümeti devirmeye çalışan Hafter Güçleri'ne destek vermişti. Altay skandal açıklamasında, "Trablus yönetimi cihatçı eğilimli bir yönetim. Tobruk yönetimi (Hafter) daha makul, seküler bir yönetim" ifadesini kullanmıştı.
Yani, Türkiye'ye tehditler savuran bu yapıyı "makul" olarak nitelendirme gafletinde bulunmuştu, şimdi de askerimize 'lejyoner' dedi. Altay bu sözüyle Atatürk'ü de lejoner yerine koymuş olmuyor mu?
Çünkü 1911-1912'de binbaşı rütbesinde olan Mustafa Kemal, Libya'ya gitmiş ve o toprakları gözü pahasına savunmuştu.
KİMLER KİMLERLE BERABER?
Bu arada CHP'lilerin askerimize "lejyoner" dediği saatlerde, İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki Doğu Akdeniz'deki doğalgaz için enerji anlaşması yapmak üzere Atina'ya indi. Netanyahu'yu karşılayan ise, geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret eden Yunan Dışişleri Bakanı Dendias'tı. Bu ayrıntı da kimin kimlerle beraber olduğunu göstermesi açısından çok çarpıcıydı.
"ATA DENİZE DÖKERDİ"
TV programlarından tanınanan bir yazar ve stratejist, en son "Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk gelse, bu delege yapısı ile kimse onu Genel Merkeze sokmaz. O da zaten bu partinin MYK'sını, Parti Meclisi'ni, 3-5 kişiyi hariç tutuyorum; tamamını yeniden İzmir'den denize döker.
Ve yeni bir parti kurar. Bugünkü yöneticilierin partiyi getirdiği hal budur" demiş... Şu anki tabloya göre haksız da sayılmaz değil mi?
FARKLI BAŞKAN MUSTAFA İDUĞ
İş dünyasının içinden gelen bir isim olan Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ'un icraatlarını takip ediyorum. Gördüğüm yanlışlarını zaten eleştiriyorum ancak İduğ'un farklı bir başkan portresi çizdiğini de belirtmem gerekiyor. İduğ, olaylara bir siyasetçi gibi değil bir işadamı mantığıyla yaklaşıyor.
Bu çerçevede belediyeyi taşeron araç külfetinden kurtarmak için 105 araç, kamyon ve iş makinesi satın aldı. Bu hamleyle belediye taşeronlara milyonlarca lira araç kiralama ücreti vermekten kurtuldu.
EZBERLER BOZULMALI
Bu arada İduğ'un yine farklı bir adım attığı haberi geldi. Buna göre İduğ, tüm belediyelerin benzerlerini kurduğu Dost Marketleri kapatacak. Vatandaşlar, kendilerine dağıtılan kartlarla mahallerindeki anlaşmalı marketlerden bakiyeleri kadar alışveriş yapacak. Öte yandan belediye iki ayda bir dar gelirli ailelerin evlerine Bornovalı kasaplar aracılığıyla et gönderecek. Bu vatandaşa önemli bir kolaylık sağlayacak. İzmir'in herkesin ezberlediği, klişe işlerin dışına çıkacak başkanlara ihtiyacı var...