HDP, kendisine tanınan şansa rağmen terör örgütü PKK'nın güdümünden bir türlü çıkamadı.
İttifak kurduğu CHP de onu sistemin içine doğru çekmedi. Aksine CHP, her türlü tavrına koşulsuz destek vererek HDP'nin PKK'nın yörüngesinden çıkamamasında pay sahibi bile oldu. HDP, terör örgütünün kuklası olmaktan kurtulamayınca da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında kapatma davası açıldı. Bu dava, Kürt kökenli vatandaşlarımızın PKK ve onun siyasi uzantısı HDP'nin baskısından kurtarılması açısından kritik öneme sahip.
İDDİANAMEDEN ÇIKAN İSİMLER
Kapatma davası iddianamesini incelerken siyasi yasak getirilmesi istenenler arasında ucu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer'e uzanan isimlere rastladım. Manşet haberimizde de belirttiğimiz gibi iddianamede yer alan isimlerden Ertuğrul Barka, İbrahim Akın, Mahfuz Güleryüz ve Coşkun Üsterci isimli HDP'nin yeni ve eski yöneticileri Soyer'in kurduğu İzmir Düşünce Topluluğu'nda yer aldılar veya almaya devam ediyorlar.
Soyer bu isimlerden akıl alıyor.
BU BAĞLANTILAR ÇOK MANİDAR
Öte yandan Soyer'in belediyede tiyatro koordinatörlüğüne getirdiği HDP kurucularından Orçun Masatçı, bu iddianameden de çıktı. Bu arada Büyükşehir ve Çiğli Belediyeleri'nden sahibi olduğu şirket aracılığıyla milyonlarca liralık ihale alan HDP yöneticisi Ahmet Saymadi de iddianamede yer aldı. Bu iki isme de siyasi yasak getirilmesi istendi. Yine iddianamede Soyer'le daha önce görüştükleri bilinen Zarife Karasungur ve Berna Çelik de var.
Terör odağı olarak gösterilen bir partiyle ilgili kapatma iddianamesinde Soyer'in çevresinden bu kadar ismin yer alıyor olması çok manidar.
ATATÜRK'E BAĞLI BİR KENT
Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde Atatürk araştırmalarıyla tanınan Eriş Ülger'in ortaya çıkardığı ve Ulu Önder'in yaveri Salih Bozok'a 1925'te yazdırdığı iddia edilen ve "İzmir benim yüreğimin başşehridir" ifadesi bulunan bir belge yayınladık. İşte o belgeye göre Atatürk'ün yüreğinin başkenti olan İzmir'de üstelik de Atatürk'ün kurduğu partiye mensup bir belediye başkanının etrafına böyle isimleri toplayıp onlardan akıl alması kabul edilebilemez. Kaldı ki bu isimlerin birçoğu daha önce defalarca terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a özgürlük istemiş, haklarında terör örgütü propagandası yapmaktan soruşturma veya dava açılmış kişiler. Yani bunların sıradan HDP seçmenleri olmadığı, bizzat bu partinin etkili ve yetkili isimleri olduğunu dünya alem biliyordu. O yüzden Soyer ne derse desin bu tablonun izahı yok, olamaz.
SOYER ARTIK KAVRAMALI
İzmir, Cumhuriyet'in simge şehridir.
Atatürk ve ilkelerine sonuna kadar sahip çıkan bir kenttir. Böyle bir şehrin belediye başkanı da bu çerçevede politika gütmek zorundadır. Bir takım proje ve yönlendirmelerle terör örgütünün odağı olmuş bu partinin yöneticileriyle böyle içli dışlı olması İzmir gibi bir şehrin belediye başkanına yakışmıyor. Tabii ki, demokrasiden yana olacağız ancak demokrasi bahanesiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğünü parçalamaya çalışanlara da millet olarak asla izin vermeyeceğiz.
Soyer'in de artık hangi kentin belediye başkanlığını yaptığını kavramasının zamanı geldi de geçiyor bile.