Bir dizide Abdülhamit Han ile ilgili ilginç bir sahne izledim. O günün zor koşullarında imparatorluğu ayakta tutmaya çalışan Abdülhamit Han ve devlet düşmanlarından biri yanındakilere, "Halkı ancak iftiralarla isyan ettirebiliriz. O kadar çok yalan söylemeliyiz ki, hangisini düzelteceklerini şaşırmalılar. Kulaktan duyma bilgiler bizim yönlendirmemizle semtten semte gidene kadar değişmeli. Mesela Abdülhamit, Taşkışla'da askere yemek mi çıkardı, bu Galata'ya geldiğinde 'Abdülhamit askere bozuk yemek çıkardı' olacak.
Fatih'e geldiğinde 'Abdülhamit askere zehirli yemek çıkardı' olacak" diyordu.
ERDOĞAN'A YAPMAK İSTİYORLAR
İşte o gün Abdülhamit Han'a yapılan bugün Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a yapılıyor. Türkiye maalesef bir yalan bombardımanı altında. Her gün yeni bir yalanla karşılaşıyoruz. Bir gün kalkıyoruz, Katarlı gençler Türkiye'de sınavsız tıp okuyacak diyorlar. Bir başka gün dizi çekilen kız yurdundaki imitasyon silahlar üzerinden "cephanelik var" yalanı uyduruyorlar.
Yalanları ortaya çıksa da yüzleri kızarmıyor ve yeni yalanları piyasaya sürüyorlar. Dış fonların destekleriyle kurulan internet siteleri veya içerideki işbirlikçilerin yayın organlarında her gün yeni yalanlar pişirilip halka sunuluyor.
Maalesef Atatürk'ün kurduğu CHP de bunlara borazanlık yapıyor. Hatta çoğu zaman yalanın kaynağı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu veya bir CHP'li oluyor.
PKK'sından FETÖ'süne kadar hep birlikte bu yalanların üzerinde zıplıyorlar.
GÖRMEMEK İÇİN KÖR OLMAK LAZIM
Bu yalan furyasının Türkiye ve Türk halkına karşı başlatılmış bir savaş olduğunu görmemek için kör olmak lazım.
Üstelik yalanlar farklı isimler, terör örgütleri ve yayın organları üzerinden gelse de tek elden organize şekilde yönetildiği aşikar. Bu yalan bombardımanı o kadar etkili ki, bırakın muhalif kesimleri yıllarca iktidarın etrafında olan bazı kesimlerin bile zihinlerini zehirliyor. Hangisinin düzeltileceği şaşırılıyor.
ÜLKEMİZ ONLARDAN DAHA BÜYÜK
Bu hayasız saldırılar karşısında yapmamız gereken ise bireysel olarak zihnimizi diri ve temiz tutmak. Sonra da bu yalanları deşifre etmek, çevreyi bilinçlendirmek.
Bize söylenenleri sorgulamalı ve sorgulatmalıyız.
Unutmayalım ki, bu yalan saldırıları son 18 yılda birçok kez denendi ama Türkiye'yi yolundan döndüremedi.
Türkiye bundan sonra da yalana teslim olmayacak. Ülkemiz, bu yalancılardan ve ağababalarından daha büyük.
EKREM BAŞKAN EKREM'E Mİ KAPILANIYOR?
İzmir'de tarım fuarı düzenlendi. Etkinliğe Çeşme Belediyesi katılmadı. Bu da AK Parti İlçe Başkanı Yeliz Karataş tarafından eleştiri konusu yapıldı. Açıkçası İzmir'deki turizm fuarına bile akıl edip katılmadığı için Çeşme Belediyesi'nin bu tutumunu çok yadırgamamıştım. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in kalabalık bir heyetle katıldığı GastroShow'la ilgili ilginç bir bilgi yer aldı haberlerde. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, dün koşa koşa İstanbul'a gidip etkinliğe katılmış. Üstelik de İzmir'den katılan tek ilçe belediye başkanı olmuş. CHP içinden bazı dostlar, "Tabii, İmamoğlu CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olabilir. Ekrem Başkan da şimdiden Ekrem İmamoğlu'na kapılanmaya çalıştığı için bu etkinliğe katılmıştır. Herhalde Tuncay Özkan güçten düşünce kendisine yeni kapılar arıyor" dedi. Ne diyelim, hakikaten vaziyet öyle gözüküyor.