DSP Konak adayı ve Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, meclis üyesi adaylarıyla bir araya geldi. Tartan, seçim sürecinde izlenecek yol haritasını meclis üyeleriyle paylaştı.
CHP'ye kırgın olmadığını yineleyen Tartan, Atatürk ve Cumhuriyet değerleriyle çatışma yaşanan bir durumu ve dört beş kişinin rant mücadelesi karşısında tepkisiz kalamayacağını söylüyor.
Başkan Tartan, "Uzaydan gelen bir partide değil dost, kardeş bir partideyim" diyor ve Bülent Ecevit'in kurmuş olduğu bir partide, Atatürk'ün ve Cumhuriyetin değerlerini her zaman koruyarak, İzmir için, İzmirlilerin geleceğini güvence altına almak için çalıştığını vurguladıktan sonra bundan sonrasının herkes için hem zorlu hem anlamlı bir süreç olacağını ifade ediyor.
Tartan'ı dinlemeye devam: "Siyasetteki şu olumsuz tablo, Atatürk'ün kurduğu CHP'nin suçu değil, zaten biz CHP'ye her zaman saygı duyuyoruz. Ama CHP Atatürk'ün, Ecevit'lerin, Turan Güneş'lerin, Mustafa Üstündağ'ların, Hasan Esat Işık'ların, Altan Öymen'lerin, Deniz Baykal'ların kurduğu parti olmaktan çıkıp; Sezgin Tanrıkulu, Alaattin Yüksel ve Adnan Keskin gibi üç dört kişinin sahası oldu. Halktan tamamen uzak, iletişimi olmayan, değer yok, küçük olsun bizim olsun anlayışı hakim bir duruma geldi. Bir seçim bürosu açılıyor 100 kişi katılıyor katılmıyor. Ciddi bir umutsuzluk var. İşte biz umudu yeşertmek için buradayız."
İzmir'de bir şoför
Recai Şeyhoğlu'nu dinliyoruz:
"İki yıl kadar önceydi. Belediye otobüsüne binmiş Buca Eğitim Fakültesi'ne gidiyordum. Şoförün hemen arkasında oturuyordum. Trafik öyle kesmekeş ki genç şoförümüz biraz sanki panikte. Arkasına dönüp seslendi: "Abi, burada durak nerede?"
Yanımdaki gülümsedi. Ben de...
"50 metre kadar ileride!" dedim. Teşekkür etti.
Sağ tarafta oturan yaşlı yolcu şoföre seslendi :
"Oğlum, nerelisin?"
"Tokat'tan geldim amca!"
***
Gene iki yıl kadar önce...
Şeyhoğlu'nu dinlemeye devam:
Yeşilyurt'tan Konak'a iniyorum. Otobüs tıklım tıklım. Ayaktayım. Şoföre yakın bir yerdeyim. Bir ses geldi kulağıma...
"Arkadaşlar, durağa gelmedik değil mi?" Sesin geldiği yöne döndü kafalar... Otobüs şoförüydü seslenen. Yolculardan biri,
"Hemşehrim, durağı bizden önce senin bilmen gerekmiyor mu ?"dedi. Şoför ezik büzük yanıtladı :
"Haklısınız abim !"
Ekledi.."İzmir'de yeniyim."'
Meraklı biri sordu. "Nerelisin hemşehrim ?"
"Tokatlı'yım amca!"
Recai Şeyhoğlu, annesi ve eşiyle Tokatlıların daveti üzerine Almus'a gitti. Orada 3 bin kitaplı/bilgisayarlı bir kütüphane açtı. Görkemli açılışa taa İstanbul'dan bile gelip katılanlar oldu. Ünal Durmuş adlı öğretmenin isteği üzerine Ataköy'de açtıkları kütüphane için Ataköy Belediye Başkanı Ali Sardoğan da büyük çabalar harcadı ve Şeyhoğulları'nı 4 gün ağırladılar. Şeyhoğulları, Tokat'ı ve Tokatlıları çok sevdi.
Bu biline...
* * *
Recai Şeyhoğlu'nun sorusu şöyle :
İzmir'de işsiz-yoksul-CHP için yıllarını vermiş partililer varken ve onlara iş verilmiyorken Tokat'tan birilerinin getirilip iş sahibi yapılması İzmirli'ye karşı ayıp olmuyor mu ?
* * *
Recai Şeyhoğlu, 2004'te öğretmenlikten emekli olunca büyükşehir belediyesine dilekçeyle müracaat etti.
Edebiyatçı kimliği, Konak Belediyesi Kültür Sanat Merkezi'nde yıllarca yaşadığı kültür-sanat deneyimi, Türkiye Yazarlar Sendikası yöneticiliği, Eğitim-Sen'de 14 yıl süren aktif sendikacılığı, organizatörlüğü, siyaset dünyasıyla olan içiçeliği nedeniyle kültür ve sosyal işler alanında görev istedi. İZFAŞ için de dilekçe verdi.
Dilekçe verdiğini de o günlerin il başkanına söyledi. Aziz Kocaoğlu'na da bir kültür merkezinde çalışmak istediğini söyledi. Kendisine "hayır" denilmedi.
O gün bugün verdiği dilekçesine bir yanıt verilmiş değil..
