Kabul, herkesin içine doğduğu şartlar çok farklı. Yaklaşan yeni yılda kimi çocuk bir plastik parçası ile sevinecek, kimisi binlerce liralık bir tatil veya elektronik oyuncakla.
Hatta hayalini bile kuramayacak bazıları...
Adalet ve eşitliği tartışan bir kitapta yazar, ülkedeki bütün kız çocuklarına kuru boya ve erkeklere de yapboz hediye edildiğini düşündürüyor bir anlığına.
Herkes eşit ama bir o kadar da sıkıcı... Farklılıklar, fazlalıklar, eksiklikler hep oldu, hep olacak. Belki olmalı da... Tartışabiliriz. Ama bazı şeyler 'aynı' olmak zorunda.
Her çocuk okula gitmeli mesela.
Çocuğun biri sıcacık arabanın içinde iken, diğeri trafik ışıklarında bir şeyler satmaya çalışmamalı.
Mesela hiçbir çocuk, az önce kahvaltısını hazırlayan annesinin elinden tutup evden çıkarken, bir yaşıtını çöpün başında kendinden büyük bir çuvalı sürüklerken görmemeli.
Öyle can yakan bir eşitsizlik ki; yaşayan kadar şahit olan da mutsuz...
Neyse ki kanunlar ve o kanunları uygulayan vicdan sahibi yetkililer var.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde çalışan 323 mobil ekip, son 3 yılda çalıştırılan veya dilendirilen 28 bin 171 çocuğu sokaktan kurtarmış mesela. Yapılan çalışmalar kapsamında 624 çocuk tamamen devlet koruması altına alınırken, 16 bin 275 çocuğun ailesine rehberlik hizmeti verilmiş. 7 bin 873 aileye ise sosyal ve ekonomik destek hizmeti sağlanmış.
Mobil ekipte yer alan sosyal hizmet uzmanları, sokakta çalışan, çalıştırılan ve dilendirilen çocukları tespit edip, karşılaşabilecekleri ihmal ve istismar risklerini önlemek amacıyla yollarda.
Sivil giyimli zabıta ve polis eşliğinde sokağa çıkan görevliler, bu çocukları tespit edip tek tek iletişime geçiyor.
Sonrasında da duruma göre her bir çocuk için özel bir yol haritası belirleniyor.
Kimi çocuğun şartları ailesine verilen eğitim ve sosyal destekle daha iyi hale getirilirken, kimi çocuk tamamen devlet korumasına alınıyor.
Daha önce de yazmıştım; Çocuklar çok masum, çok değerli ve her şeyin en iyisini hak ediyorlar. Devletin tüm mekanizmaları ve vatandaşın tüm dikkati çocukların üzerinde olmalı. Gerekirse en yakınlarından bile korumak için...
Darısı basımıza
Önceki gün ajanslara düşen haberde, Meksika'da ilkokullarda abur cubur ve şekerli içeceklerin satışının yasaklandığı belirtiliyor. Haberde, ülkedeki Çocuk ve Ergen Hakları Kanunu'ndaki değişiklikle, tüm kamu ve özel ilköğretim okullarında paketlenmiş yüksek kalorili gıdalar ve şekerli içeceklerin satışı ve ücretsiz dağıtımının oybirliğiyle yasaklandığı bilgisi yer alıyor. Amaç elbette çocuklarda dengeli beslenme alışkanlıklarını teşvik etmek.
Çünkü durum oldukça vahim:
1. Meksika'da okul çağındaki çocukların yüzde 38'i obez.
2. Ülkede Kovid 19'a bağlı her 10 ölümden 7'si aşırı kilo ya da obeziteye dayalı hastalıklarla ilgili.
Yetkililer sadece kanun değişikliği yaparak çocukların beslenme yetersizliği ya da obezite gibi sorunları ile mücadele edilemeyeceğine dikkat çekerek, çocuk sağlığı için daha fazla maddi kaynak ayrılması gerektiğini belirtiyor. Yine de bu değişiklik, yolculuğun başlangıcı için yeterince büyük bir adım kanımca. Başlıkta de dediğim gibi; darısı başımıza!