• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Zirve savaşında Türkiye FİLİZ ÖZKOL

Zirve savaşında Türkiye

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.09.2018, 00:00

Öncelikle ülkeler arasında soğuk rüzgarlar estiren, hatta savaşları başlatan nedenler üzerinden yola çıkarsak; dünyanın menfaat mekanizmasının nasıl çalıştığını görebiliriz.
Yakın tarihimize bir göz atalım. 1. ve 2. Dünya Savaşları'nın oluşumundaki gerçek nedenlerin altında devletlerin kendi aralarında kurdukları ittifaklarda birleşen çıkar duygularının, insanlığı yok eden sonuçları doğurabileceğini tarihe tanıklık etmiş kişilerden ve belgelerden biliyoruz.
Tarih kitaplarının bitmeyen konularında facia hikayeleri çoğunluktadır. Geçmişte asla tarihsel bir pembe hikayeye rastlamanız mümkün olamaz. Hep savaş ve gözyaşı vardır.
Devletler arası yeni enerji kaynakları arayışından doğan sömürgecilik yarışı ve ekonomik rekabet özellikle 1700'lü yılların ortalarında başlayan 'Sanayi Devrimi' etkisiyle hız kazanmıştır.
Bu nedenle devletler arasında çıkar ilişkilerine dayanan bloklaşmalar ve işbirlikleri oluşturulmuş ve günümüzde de, benzer çıkarlar hızla değişen teknolojiye rağmen vahşi bir şekilde devam etmektedir.
Oluşturulan bu bloklarda çıkar çelişkilerinin giderek artması ve günden güne artan yeni enerji kaynaklarına ihtiyaç, nihai olarak dünya ülkelerinde büyük yıkımlara neden olan 1. ve 2. Dünya Savaşları'nı meydana getirmiştir. Bu savaşlar dünya üzerinde fiziki ve coğrafi değişimlere ve yeni ekonomik yapılanmalara sebep olmuştur.
Günümüzde; değişen parametreler zaman zaman 3. bir savaşın eşiğine kadar getirmektedir dünyamızı.
Bu bağlamda dünyaya hakim olan birkaç ülkenin hedefi ve odak noktası olan Ortadoğu'da son yıllarda meydana gelen gelişmeler, Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren çok önemli sonuçlar doğurmuştur.
Vahşi rekabet içinde olayları tetikleyen o kadar çok değişken ve kaygan zemin var ki; izlenen politikalarda her gün değişen tabloları ortaya çıkarmaktadır. Önümüze konulan farklı menülere karşı tetikte olmamız gerekir ki bu kolay bir durum değildir.
Karşınızda oynak bir dünya politikası var.
Cilvesi işvesi her an değişiyor.
Bu karmaşanın içinde hedef ülke Türkiye, tüm bu gelişmeler içinde bazen duruma göre değiştirilmesi gereken "Stratejik Uygulamaları" çok başarılı bir şekilde sergilemiştir. Gerektiğinde yapılan sınırlarımız dışındaki askeri müdahaleler, uluslararası toplantılarda sorunların gündeme kararlı bir şekilde getirilmesi ve savunulması, Türkiye'nin dünya siyaseti ve askeri güç konusunda ön plana çıkmasına neden olmuştur.
Son gelişen "İdlib" olayı birçok yönden ülkemizin olumlu etkisini dünyaya kanıtlamıştır.
Karşıt düşünce içinde olan ülkelerin bizim başarımızı görmezlikten gelmeleri son derece doğal. Düşmanının güçlenmesini ve rakip hale gelmesini kim ister ki. Hele geçmişte gücü dünyaya yayılmış bir üne sahipse. Uyuyan dev uyanıyor artık. Sofra büyük. Herkes kendi tabağına daha büyük pay almak istiyor. Kepçe kepçe almaya alışmış üst büyüklere artık daha az pay düşüyor.
Zaman zaman uluslararası toplantılarda dile getirilen ve slogan haline gelen "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR" tezine uygun davranışımız neticelerini vermeye başlarken zirve savaşlarının tartışıldığı masalara Türkiye NET bir şekilde damgasını vurmuştur. Artık yüksek tepelerde biz de varız. İtirazı olan varsa, bu konuyu da düşünürüz. Bu noktadan sonra her alanda söyleyecek sözümüz var.

Günün sözü
Savaş herkesle yapılır, barış ancak onurlu insanla yapılır. Fatih Sultan Mehmet

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA