• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Gökten üç elma düştü FİLİZ ÖZKOL

Gökten üç elma düştü

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.07.2019, 00:00

Yıllar sonra, hiç beklenmedik bir anda geçmişin anılarının içinden karşıma çıktın. Eskimiş albümlerin arasından koşarak geldin bana "beni hatırladın mı?" diyerek... Birden anımsamak ve hatırlamak arasındaki kelime farkına takıldım. Yıllar sonraki bu karşılaşma günlük yaşamda önemsiz bir ayrıntı olmasına rağmen, yine de takıldım işte. Oysa neler yaşamış, nelerden vazgeçmiştik hayatımız boyunca. Hangi durağın ilk basamaklarında olduğunu unuttuğumuz, gizli terk edişler ve vazgeçişlerin gözyaşları saklıydı. Okul yılları diye başlayan anılarımızın hangisi ne kadar gerçekti. Yoksa üst üste binen bunca geçmiş zamandan sonra hayal ve gerçek arasında bocalamanın filizlenip boy verişi mi idi. "Hala aynı güzelliktesin diyen bir gülümsemeye cevap vermek zorunda kaldım: "Sen de hiç değişmemişsin ". Hepimiz biliyoruz ki; hiç kimse aynı değildir. Hiç kimse geçmiş kadar güzel değildir. Sadece daha eksilmiş daha eskimişizdir. Derinleşen yüz çizgileri ile beraber yaşam içinize oturmuştur.
Dibiniz tutmuş, içiniz kararmıştır.
Fakat, karşımızdakine aldatıcı "dik kuyruk" hikayemiz vardır hep.

GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEK ŞART

Geçmişle yüzleşmenin en güzel yanıdır.
Beklenmedik karşılaşmalar albüm karıştırmaktan daha iyidir. En silik simalar bile anlam kazanır. Arkadaşımla sarılıp öpüştükten sonra neler konuşabileceğimizi düşünüyorduk ikimiz de için için.
"Biliyor musun?" diye başlayan cümlelerin bile önemini kaybettiği bir andı.
Geçmişte kalan anıların içinden cımbızla eşelediğimiz ne kadar konu varsa, ayıklamaya başladık. Anılarımız bile aklımızda kalanlarla aynı değildi.
Hepimiz değişiyoruz. Değişmek zorunda bırakıyor yaşam. Esir kuşlar gibiyiz.
Kaçamadığımız bir dünyada köşe kapmaca oynadığımız oyunların kaçı gerçekten yaşanmıştı.
Kurguladığımız gelecek planların da ne kadarını gerçekleştirebildik. Rahmetli büyükannemin bir sözünü yaşamım boyunca unutmadığımı karşımda oturan arkadaşım bir kez daha anımsattı. "YAA NASİP" Evet her şey kısmet meselesiydi.
Arkadaşım sordu:
"Hani bir çocuk vardı çok seviyordunuz birbirinizi ne oldu ?" "Evlendik ve o öleli yıllar oldu. Peki sen Erol'la evlendin mi?
"Hayır ailem izin vermedi. Okul bittikten sonra ayrıldık. Sonra o başkasıyla evlendi ve ben bir daha hiç kimseyi hayatıma alamadım"

ZAMANSIZ KELEBEKLER

Yaşamın gerçekleri karşısında ne kadar zayıf kalıyorduk. Enerji ritüelleri, kuantum felsefesi diye şimdilerde moda olan akımları düşünmeye başladım. Hiçbir şey "kader" dediğimiz olguyu değiştiremiyordu. Yine çocukluğumda büyüklerin bir sözü vardı "İnsanın kaderi alnında yazılıymış" Yıllarca ayna karşısında, alnımda göremediğim yazıları bulmaya çalışırdım. Oysa yaşadıkça tüm yazılar kendiliğinden ortaya çıkıyor ve siz ister istemez okumaya başlıyorsunuz..
Zamansız zamanın kelebekleri gibiydik.
Nereye uçacağımızı bilemiyorduk. Hayatla ilgili mutluluk icatlarımız vardı. Yaşamın kilometre taşları arasına sığdırabildiğimiz kadar yaşam kesitleri. Yüreğimiz kan revan içinde gidiyorduk. Düşe kalka oynadığımız yaşam parkımızda sıraya girip "BİTTİ " düdüğünü bekliyorduk. Sonuç olarak; bölük pörçük bulmaca parçalarını birleştirmeye çalışırken, kah güldük kah ağladık. Anladık ki, hepimiz kalabalıklar içinde yalnız bir yolcuyduk ve farklı hikayelerin kahramanlarıydık.
Evet, gökten üç elma düştü. Biri bize, diğeri size. Üçüncüsünü hala arıyoruz.
Bulan varsa haberimiz olsun. Sevgiyle kalın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA