Okulların açılmasıyla birlikte çocuklarla birlikte, bizleri de oldukça heyecanlı ve yorucu bir dönem bekliyor. Mesela sabahları yarım saatçik daha uyuyabilmek için, en az Deniz kadar ben de iple çekiyorum hafta sonlarını... Sadece ilköğretimin ilk yılını deneyimlemiş bir anne olarak, çocuğu okulla ilk kez bu yıl tanışacak olan annelere özellikle kolaylıklar diliyorum.
Baştan söyleyeyim:
Küçücük bir sayfaya, 'e' harfi veya 'el' hecesini yazdırırken yorgunluk ve stresten ter dökeceğiniz bir yıl sizleri bekliyor. Hatta en gelecek çığlık atmak isteyecek, saçınızı başınızı yolacaksınız.
Uzunca bir süre defterini, kalemini, silgisini, hatta çantasını okulda unutacak. Soğuğun iliklere işlediği günlerde bile, bahçede ceketsiz koşturduğuna şahit olup çıldıracaksınız... Yazmak istemeyecek, okumak istemeyecek, suyunu, yemeğini dökecek... Ama sonunda okumayı da, yazmayı da, başının çaresine bakmayı da öğrenecek. Yeter ki bu süreçte biraz sakin kalıp sabırlı olun ve hepiniz için yeni olan bu durumun ebeveyn-çocuk ilişkinizi yıpratmasına izin vermeyin.
Benim kendi kişisel deneyimlerinden kısaca aktarabileceklerim bunlar. Bir de uzmanlara kulak verelim.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikolojik Destek Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Uzman Psikolog Dr. Özge Alkanat, çocukları ilk kez okulla tanışan ailelere önerilerini 8 maddede şöyle sıralıyor:
1) Sosyalleşmeye açık olması için çocuğunuzu yönlendirin. Sizden bağımsız olarak okul yaşamına uyum sağlayabileceği yönünde onu cesaretlendirin.
2) Okulda eğlenceyle birlikte belirli sorumlulukların da olduğunu çocuğunuza açıklayın. Çocuğunuz, okulun kurallara uyum sağlaması gereken bir yer olduğunu bilmeli.
3) Çocuğunuzun okul hayatıyla ilgili kaygı içeren söylemlerden kaçının.
Kaygınızı gidermek için gerekirse okul ile iletişime geçin.
4) Çocuğunuza sorumluluk verin.
Okul çantasını kendi hazırlasın. Defterlerini, kalemlerini, kitaplarını kendi yerleştirsin.
5) Çocuğunuzun yanında olumlu okul anılarınızdan, iyi arkadaşlıklarınızdan bahsedin. Bu durum çocuğunuzun okula ısınmasını kolaylaştırır.
6) Çocuğunuzun uyum sürecinde yaşayacağı normal güçlükleri problem olarak algılamayın. Çocuğun kendi başına güçlüklerin üstesinden gelmesine izin verin.
7) Çocuğunuzun okula başlamasıyla birlikte siz de ev yaşamında bir rutin oluşturun. Çocuğunuzun yemek düzeni ve uyku saatlerine özellikle özen gösterin.
8) İlkokul çağındaki çocuklar için telefon, bilgisayar ya da televizyon başında geçirilecek süre, günde 45 dakika ile 1 saat arasında olmalıdır.
Buna da dikkat edin.
YORGUNUM, YORGUNSUN, YORGUN...
Mehmet'le iş çıkışı bir kafede oturmuş laflıyoruz. Hazır Deniz'e dayısı bakıyorken, azıcık nefes alalım dedik... Çocuklu arkadaşlarımızın ortak dertleri karıkoca keyif yaptıkları anların mazide kalması... "Aslında çok yanlış yapıyoruz" diyoruz, "Her hafta birkaç saatini çiftler birbirine ayırmalı" diyoruz, "Bunu mutlaka yapmalı" diyoruz, "Kesinlikle" diyoruz ama hepsi bu... Dün akşam önümüzden çocuklu bir çift geçti. Oğlan 6-7 yaşlarında. Babasının omuzlarında uyuyor, annenin omuzları çökmüş, çocuğun kaykayını sürüklüyor... "İşte" dedim, halimiz bu... Ailece yürüyüş yapalım diye çıkılmıştır, "Oğlum dur", "Aman yavaş", "Düşeceksin", "Hayır dondurma alamayız", şeklinde ilerleyen diyalogların ardından sızan çocuk, babasının bel fıtığına önemli katkılar sunarken, anne de sürüklediği kaykayla kaldırıma boş boş bakmaktadır...
Sözün özü; Çocuklu yakınlarınızı destekleyin bayanlar, baylar. İnanın çok yorgunlar...