Umutlarımızı kaybetmeyelim diye başladığımız her cümlenin arkasına sakladığımız isteklerimizi hayatın akışında nerelerde rastlarız diye uzun süre beklediğimiz zamanların içinde gerçekten, yaşam denen olgu bir tesadüf müdür? "Beklemek" zor ve anlamlı bir duygu.
Neyi neden istediğimizi gerçekten biliyormuyuz? Uzun emek ve sabırla ulaştığımız sonuç bizi gerçekten ne kadar tatmin ediyor ki...
Aslında detaylı düşününce çok değişik bir durum. İnsanın aklını zorluyor.
Çok istediğiniz bir şeyin binde bir ihtimalinin sonsuza kadar gerçekleşme ve asla gerçekleşemeyeceği varsayımlarının bir karmaşası da diyebiliriz.
Evrende gerçekleşen her olay için geçerli bir gizlilik mevcut. Aslında tesadüf diye bir şeyin olmadığını matematiksel verileri kullandığımız zaman çok daha iyi anlayabiliyoruz. Birbirine neden olan olaylar zincirinin arkasında sebep olan sayısal bir denklem vardır.
HERKES EŞİNİ ARIYOR
Peki Aşk. Aşk bir tesadüf müdür?
Evrenin temelinde bulunan karşıt güçlerin çatışması ve buluşması teorisi tıpkı iyi-kötü, güzel-çirkin ya da doğruyanlış dengesi gibi eril-dişil birlikteliğini de zorunlu kılıyor ki biri, diğerinin yokluğunda tam ve bütün olamıyor.
Herkes eşini aramak zorunda. Teklik duygusu yaşama ters. Aileden miras aldığımız DNA kodları beğeniler ve seçimler üzerinde önemli rol oynuyor.
Karşı cinsle ilgili beğenilerde genetik aktarım gerçeğini kabul etmek gerekir.
Seçimlerimizi ve beğenilerimizi aslında bütünlük içinde ele almak daha doğru olacaktır. Yani kişi genetik miras, kültürel yapı, aile ve çevresinde gördükleri, kendini geliştirerek hayatına kattıklarıyla seçimlerini bütün hale geliyor.
. Birçok kombinasyondan oluşan bir kişi bu kombinasyonlara uyan bir diğer kişiyi seçiyor." Bir başka biçimde, seçimlerimizin altında evrenin bize oynadığı bir algı oyunu gizli.
Bazı insanlarda böyle bir inanış vardır ya. "Biz tam birbirimiz için yaratılmışız" der de, o insanla karşılaşmasının bir tesadüf eseri olduğuna inanmaz, o kadar çok sever ve kendine uygun görür ki, "Bir gün nasılsa bir vesileyle de olsa karşılaşacaktık.' diye düşünebilir. Ancak bazı insanlar da duruma duygusal bakmaz ve "O gün orada olmasa tanışamayacaktık" ya da "Belki de bir başkası olacaktı" şeklinde düşünür. Sanırım bu soru biraz "Kadere inanır mısınız?" gibi oldu.
Ancak siz hangisine inananlardansınız.
Hayatınızın aşkı dediğiniz insanla başka bir şekilde de olsa tanışacağınıza mı inanırsınız yoksa tamamen bir tesadüf olduğunu mu düşünürsünüz?
GİZLİ BİR MATEMATİK
Aşk tesadüfleri sever mi gerçekten?
Yoksa bizler mi tesadüfen aşık oluruz birilerine. Ya da belki de aşk kaderimize yazılmıştır daha biz dünyaya gelmeden. Kader, tesadüf, rastgele dediğimiz ne kadar kelime varsa kilidin arkasında gizli bir matematiğin varlığını yadsıyamayız.
Aslında aşk da görünenin çok ötesinde değil midir? Ve insanlar aşkı hep arar, hep arar... Ve bir gün bulduğunu sanır. Hatta sandığı ile de aldanır.
Ama aşk hep vardır. İnsanlar ölür, aşıklar toprak olur, ancak aşk, hep kendine yeni bir kalp bulur. Günümüzde ise aşk maalesef çok kolaydır.
Karşınıza çıkan kişinin hayatınızın gerçek aşkı olduğunu hissettiğinizde belki o sizden uzaklaşmıştır. Doğru duyguların bir araya gelmesi rastgele olsa bile onu karşınıza çıkaran tesadüfe çok şey borçlusunuz.
Aşkı papatya fallarının yapraklarına yüklediğimiz anlamların ötesindeki gerçeklerde aramaktan vazgeçmeyelim.
Hayatımıza giren her kişiyi tesadüf olarak algılamayalım. Evrenin ciddi planının içinde rastgele bir gerçeğiz.
Tuhaf bir bilmece. Çözmeye çalışmayalım, kendi hikayelerimizi yaşamaya devam edelim.
Bazen tesadüf de, tesadüftür.
(Stephen King)