• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Uzun lafın kısası FİLİZ ÖZKOL

Uzun lafın kısası

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.11.2021, 00:00

Konuşmanın bir sanat olduğunu artık sağır sultan bile biliyor. Boşuna okul programlarına dil bilgisi dersi koyulmamış. Eskilerin deyimiyle 'Adabı Muaşeret' denen olgunun altında kocaman bir çizgiyle belirteceğimiz konuşma dilimiz yatıyor. Sözleri kullanma yetisini doğru alanlarda doğru şekilde ifade etmek biraz da toplumsal kültüre dayanıyor. Konuşmak nedir sorusunun cevabı çok sesli düşünce olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin bir fikri ve bu fikre hizmet eden kişisel kelimeleri var. Bu konuda yüzlerce araştırma yapılmış.
Konuşma, duygu ve düşüncelerimizi, görüp yaşadıklarımızı, dinleyen kişiye sözcükler aracılığıyla iletmekteyiz. İşte bunlardan bir görüş; Konuşmanın temelinde olan ses, belirli bir uzlaşmaya göre dizilir ve bir anlam ifade eder. O yüzden kelimeler karşımızdakilere anlam aktarmada çok güçlü bir iletişim aracıdır. İletişimde konuşma yolu seçildiğinde, beynimizdeki düşüncelerimizi daha iyi ifade edebileceğimiz seslere dönüştürürüz.

7 BİNDEN FAZLA DİL VAR
Peki dünyada kaç dil var diye hiç düşündünüz mü? Dil bir millete ait olan ve o milletin konuşma yani iletişim sırasında kullandığı bir semboller ve harfler dizisidir. Her dilin kendine ait farklı bir grameri ve özellikleri bulunmaktadır.
Aynı zamanda her dilin milleti de farklılık göstermektedir. Yine yapılan araştırmalara göre dünya üzerinde tahminen yedi binden fazla dil bulunmaktadır. Ancak bundan önce de dünya üzerinde yine birçok farklı dil bulunmuş ve zamanla yok olmuşlardır. Aynı zamanda her dilin kendisine ait farklı kuralları bulunmaktadır ve bunların yanında tabii ki her dilin bir milleti vardır. Ülkelerin, kendi halkı üzerinde kültür yapılarını ve gelenekselliklerini kökleştirmek için kullandıkları dil, o ülkede yaşayan halkın yaşam kalitesini de göstermiştir.

HER KÜLTÜRDE FARKLI YAPI
Akdeniz ülkelerinin kullandıkları kelimelerin ve gramerlerinin iklim şartlarıyla pekişmesiyle sıcakkanlı biraz gürültücü ve hatta argo deyimle lastikli cümleler kurmalarına neden olmaktadır.
Doğu kültürlerinin alfabelerinin insan kişiliğini biraz daha arabesk yaptığı da bir gerçek. Beyin algılarının kodlanmasında kullandığımız dilin önemi çok fazladır.
Dünyada ülkeler arasında siyaset takiplerine baktığınız zamanda bunu rahatça görebiliyorsunuz. Batının gramerinde soğuk bir ifade vardır.
Belki bu yüzden bizlerin batı ülkeleriyle aramızdaki buzlar bir türlü çözülmüyor.
Akdeniz ülkelerinin birbirleriyle kaynaşmasında gizli bir dil onayı var.
Kelime bolluğumuz ve esnekliğimiz birbirimizi cazip hale getiriyor..
Kısa konuşarak meselenin özünü anlatmak çok değerli bir meziyet. Üstelik bugün hayat hiç olmadığı kadar hızlı aktığı için, bu erdeme her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Hepimizin cep telefonlarına, tabletlerine, ardı arkası kesilmeyen mesajlar geliyor. Hepimiz, hem işimizi yapmak hem de bunlara yetişmeye çalışmaktan ötürü, sürekli bir yarı-dikkat hali içinde yaşıyoruz.
Konuşmada üslup, sözcük ve inandırıcılık çok önemlidir. Yani konuşmanın bir amaca yönelik mesaj içermesi gerekir.
Düşünmeden gelişigüzel konuşmalardan kaçınılması gerekir.
Konuşma dilimizi çok hesaplı dikkatli ve anlamlı kullanmak zorundayız. Son dönemlerde çoğul sesli bir gürültü içindeyiz ve hiç kimse birbirini anlamıyor.
Üstelik bol kelimelerin gereksiz anlamlarla yersiz kullanılması toplumsal kavgaları ortaya çıkarıyor. Uzun lafı kısası ilişkilerimiz hep yanlış anlaşılma yüzünden bozuluyor. Konuştuğumuz kelimeler kulağımıza küpe olsun lütfen...
En tesirli konuşma, en kısa olanıdır.
(Dale Carnegie)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI