Ah o eski bayramlar
Aile kavramının ve beraberliğin sembolü olan bayramlar, zaman içerisinde en çok değişen konulardan biri oldu. Zaman su gibi akıp gidiyor. Nesilden nesile devrettiğimiz geleneklerin içinde en kutsalı olan dini bayramlarımızın gittikçe amacından uzaklaşması içimizi sızlatıyor. Yaşamın anlamı, insanın mutlu olmasında yatar. Mutlu olmak kişiye özgü bir durumdur. Her insanı mutlu eden durumlar farklıdır. Çünkü her birey, etrafındaki nesneleri, olup biten olayları, durumları gerçeğe uygun olduğu gibi değil de, kendileri için taşıdıkları anlama göre algılar, yorumlar ve değerlendirir. Kişi tarafından yorumlanmış gerçek, saf değildir ve kesin doğru olmadığı için de hata ve yanılgılarla doludur.
DEĞERLERİMİZ KAYBOLMASIN
"Yaşamın anlamı nedir diye" sorulduğunda kişiler buna cevap vermekte zorlanır ya da cevap veremez. Çünkü yaşamın anlamının ne olduğu her zaman sorgulanacak bir şey değildir. Kişi genellikle bir sorunla karşılaştığında bu soru aklına gelir ve kendi kendine sorar. Hayatımızın amacı ne çok değişti. Ne kadar koşsak yetişemediğimiz kaybolmaya mahkum güzelliklerin bilançosunu nasıl ödeyebiliriz. Ahlar, vahlar, keşkelerle gelecek nesillere devrettiğimiz değerlerimizin kaybolmasına izin vermeyelim. Dünyanın neresinde olursanız olun her milletin kendi örf ve adetlerine göre kutladıkları milli ve dini bayramları vardır. Hayatın acı gerçekleri karşısında sığınacak özel günlerimizdir bayramlar.
Şimdiki gençlere sitem etmek istemesem de; dokundurmadan geçemiyorum. İnsanın geçmişi yoksa geleceği olamaz diyenlerdenim.
Tarihin tozlu sayfalarının hep bize hatırlattığı değerleri görmezlikten gelemeyiz.
Bizi biz yapan atalarımıza çok şey borçluyuz.
Biz, nostaljiyi severiz. Çünkü geleceği şekillendirebilmek için geçmişi bilmek, o keyifli anları keşfetmek ve güncelleyip geleceğe yansıtabilmek gerekir. Hele bir de yaşınız birazcık ilerlemişse iki farklı dönemi karşılaştırabiliyor haldeyseniz hissedebileceklerinizi söyleyelim: Yaşlanıyor muyum düşüncesiyle garip bir lezzet yolculuğunda oluyorsunuz. Geçmiş bayramların tadı gerçekten bir başkaydı. Birlik, beraberlik ve neşe dolu eşsiz anlardan oluşurdu. Aile kavramının ve beraberliğin sembolü olan bayramlarımız, zaman içerisinde ne çok değişti. Bitmesine kıyamadığımız hatta parmak hesabı yaptığımız o güzel günlere duyulan özlem giderek artmaya başladı.
ÜMİDİMİZİ KAYBETMEYELİM
Aslında bu çok özel günler; paylaşmayı, yardımlaşmayı ön plana çıkaran, bütün aile birlikte aynı masanın etrafında buluşmuş olmanın mutluluğunu yansıtan en özel zamanlardır. Öte yandan o eski coşkusunu ve neşesini yakalayabilmek artık hayal gibi bir şey olsa da ümidimizi kaybetmeyelim.
Var olmak ile kaybolmak arasında gidip geliyoruz. Arzular ve istekler saygınca yaşamayı yok ederken seyirci kalmakta ısrar ediyoruz. Biz zamanların dostlukları ve alışkanlıklarını hep birlikte katlettik. Yaşamak dediğin nefes almak, mutlu olmak, zengin olmak her neyse canınız ne istiyorsa dileyin. Hayat sahiden çok kısa olmasına rağmen biz bitmeyecek sandığımız uzun bir yolculuktayız. Özlemler güzeldir fakat yeni gelen güzelliklerin de üstünü örtmediği müddetçe. Her şey birbirini tamamlamak için var olmakta. Her bayram yaşamımızı bir kez daha gözden geçirirken birbirimize kucak açalım. Daha nice bayramları eskitelim ama asla heyecanlarımız ve sevgimiz kaybolmasın. Hayırlı bayramlar.
Deliye göre her gün bayram (Anonim)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.