• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Karşı kıyının ışıkları FİLİZ ÖZKOL

Karşı kıyının ışıkları

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.03.2024, 00:00
Saatlerce uzaklara bakmak, usanmadan üşenmeden. Bilmediğimiz kentleri merak etmek. Kimler şimdi neler yapıyor?
Kimler acı çekiyor? Kimlerin özlemlerini duyuyoruz? Ulaşamadığımız her şeyin pırıltısını takip etmek insanın doğasında var.
Bazı insanlar gece yaşar. Koyu renkler, zifiri boşluklar onlara daha cazip gelir. Bilinmezliklerin kaosu insanı bir kere sarmaya görün, depresyon çığlıklarına hazırsınız demektir.
Çocukluğumun en güzel anılarıdır çok sevdiğim tren yolculukları. Pencere kenarına oturur izlemeye başlardım.

NOSTALJİ VE GEÇMİŞE ÖZLEM
Her istasyon her durak farklı dünyaların kapılarını açardı sanki. Hele o küçük köy durakların ıssız yıkık dökük halleri. Acıların sessiz çığlıkları ve mutlulukların ışıklara yansıyan kıpırtıları. Her çocuk gibi hayalimde yaşattığım kahramanlarımla konuşurken çocukça bir hüzün başlardı kalbimde. Ulaşamadığımız her şey gözümüzde büyüyor. Sanki bizim olsa daha mutlu olacaktık. Oysa huzur ve mutluluğun adı yoktur. Belli bir nesne ve cisim ölçü olamaz. Onu biz yaratmak zorundayız.
Vazgeçemediğimiz geçmişimiz. Yaşarken sıradan olan şeyler daha sonra çok önemli bir hale gelebiliyor. Hatta yaşadığımız acılar bile cazip bir şekilde anımsanıyor. Beynimizin bize oynadığı illüzyonlardan biri midir? Özlemek duygusu. Özellikle kim adını icat ettiyse nostalji duygusunun içine neleri doldururuz. Bizim "tavan aramız" diyebileceğimiz düşünce çöplüğümüzün içinde gezerken, bize mutsuz gelen olayların neler olabileceğini çoğumuz anlamak istemez, takılır kalırız. Bu konuda yapılan araştırmalarda uzmanların görüşlerine göre; nostalji ve geçmişe duyulan özlem, sürekli hale geldiğinde bir hastalık olarak kabul ediliyor.
Uykuya dalmakta güçlük çektiğinizde, içinizin sıkıldığını hissettiğinizde veya düşüncelere dalmışken, kendinizi eski mahalle komşularınızı, çocukluğunuzu ya da üniversite yıllarında bir hafta sonunu yeniden yaşarken buluyorsanız, bu alışılmadık bir durum olmamakla birlikte, olumsuz duygulara sürükleniyor olmanız sağlıklı bir durum değilmiş. Hatta çoğu kez geçmişin o anlarını düşündüğünüzde gözyaşı bile döküyor olabiliriz. Evet nostaljik duygular insanın varoluşsal bütünlüğünü besliyor, fakat bazı insanlar bu durumu fazla abartırlarmış.
Yaşadığımız anın değerini kaçırmak gibi zararlı bir hale dönüşebiliyormuş.

GEÇMİŞ SUÇ UNSURLARIMIZ
Her şeyden önce nostaljinin nasıl ve ne kadar olduğunda zararlı olduğunu anlamak gerekiyor. Nostalji sözlük anlamı olarak geçmiş bir çağa, geçmişteki yaşama duyulan aşırı sevgi ve özlem anlamına geliyor.
Nostalji sadece kalbinizi ısıtan ya da keyfinizi kaçıran bir anı anlamına gelmiyor. Nostalji pişmanlık, özlem ve genellikle yüceltilen bir anı karşısında duyulan "eksiklik" hissi oluyor.
Bizi hareketsiz durmaya itiyor ve gelişmemizi engelliyor. Seda; geçmiş sevgilisini anlatırken "keşke"ler içinde yuvarlanıp duruyordu.
Hayatını, yanlışlarını hatalarını sorgulayıp kendine kızıyordu. Sanki ona kavuşsa her şey gül bahçesine dönüşecekti. Yaşadığımız her neyse hepsinin bir olumsuz yönü olduğunu kaybedince düşünmek istemiyoruz. Güzel günlerdi derken, gerçekten güzel olmadığını hatta sıradan bir yaşanmışlık olayını nedense beynimiz reddedebiliyor. Kokular ve sesler yani müzik bizim geçmiş suç unsurumuzdur.
Bize yalancı bir duyuru yapar. Olgunlaşan ruhun, eskimiş sınav kağıtlarıdır. İçimizdeki ışık seli ister bir sokak lambası ister parlak bir neon ışığı olsun. Sonuçta karşı kıyıdan yanıp söndükçe hep özlem duyacağız. Ah bu insan ruhunun bitmeyen arayışları. Galiba biz yaralarımızla ve özlemlerimizle varız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA