Stanford Üniversitesi'nin yaptığı son araştırmaya göre, insanların kafalarının içindeki sessizce yaptıkları iç konuşmalara ait beyin aktivitelerini ilk kez net biçimde yüzde 74'e varan doğrulukla çözümlemeyi başardı. Her ne kadar kulağa şaşırtıcı gelse de bilim ve teknoloji yine devrimler yapmayı sürdürüyor.
Bu çalışmanın amacı konuşma yetisini kaybetmiş kişilerin yalnızca düşünerek iletişim kurmasını sağlayacak beyin- bilgisayar arayüzleri (BCI) adımı sayılıyor. BCI ile beyindeki hareket kontrolünden sorumlu olan beynin bölgelerinden sinyal alarak uzuv hareketini ve konuşmayı çözümlüyor.
Bu araştırma düşünerek konuşmanın bir testi niteliğinde. ALS ve beyin sapı felçli hastalığına sahip denekler üzerinde motor korteksine yerleştirilen mikroelektrotlarla yapılan deneklerden belirli kelimeleri sesli söylenmesi istendi. Yapay zeka modeliyle eğitilen sistem 125 bin kelime dağarcığından hayali cümleleri yüzde 74 oranında doğrulukla çözümleyebildi. Hatta katılımcıların talimat verilmeden düşündüğü bazı kelimeler ve sayılar bile dahi tespit edilebildi.
TEKNOLOJİNİN GÜCÜ
Araştırma, engelli bireyler için iletişimde devrim niteliği taşıyor.
Ancak sağlıklı bireylere yönelimi olursa beraberinde ciddi bir etik tartışmayı da gündeme getirebilir.
Günümüz teknoloji çağında artık ne gizli kalacak gerçekten merak konusu.
Muazzam bir çağdayız ve inanılmaz bir dönüşümün içindeyiz. Teknoloji kuş gibi uçuyor. Çalışma hayatından toplumsal yaşama, üretim modellerinden istihdama ve kalkınma planlarına kadar hayatın tüm alanlarını kökten değiştiriyor. Teknoloji askeri alanda da füze gibi hızlı. Artık savaşlar cephelerde değil, teknolojinin gücü ile veriliyor.
Füzelerin ateşinden çok, frekansların ve yapay zeka destekli sistemlerin üstünlüğü belirleyici konumda.
Geçtiğimiz aylarda yaşanan İsrail-İran gerilimi bunu net gösterdi. Füzeler gökyüzünde uçuşurken, perde arkasında elektronik harp sistemleri, radar karıştırmalar ve frekans manipülasyonları çatışmanın seyrini belirledi.
NATO'nun 2023 tarihli "Electromagnetic Spectrum Superiority Strategy" raporunda açıkça ifade edildiği gibi modern savaşların kalbi artık elektromanyetik spektrumun kontrolünde atıyor.
NATO, "Kim spektrumu kontrol ederse sahayı da kontrol eder" diyor. Bu nedenle ittifak, 2030'a kadar elektronik harp yeteneklerine milyarlarca avroluk yatırım öngörüyor.
PAZAR PAYI YÜKSEK
ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) verilerine göre ise yalnızca 2024 yılında elektronik harp ve spektrum üstünlüğü için ayrılan bütçe 11 milyar doları aştı.
Çin, 5G ve 6G teknolojilerini askeri iletişim sistemlerine entegre ederek farklı bir strateji izlerken; Rusya, Ukrayna savaşında Starlink uydu sistemlerini karıştırmaya yönelik elektronik harp faaliyetleriyle öne çıktı. Türkiye açısından tabloyu en iyi yansıtan gelişme, geçtiğimiz günlerde düzenlenen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı oldu. Fuarda Türk Savunma Sanayii ve Türk Mühendisliğine hayran kaldım. Fuarda sergilenen yapay zekâ destekli radarlar ve frekans karıştırma sistemleri, geleceğin savaşlarının görünmez dalgalar üzerinde kazanılacağını gösteriyor.
Özellikle ASELSAN'ın yeni nesil elektronik harp sistemi, düşman radarlarını yanıltma kabiliyetiyle öne çıkıyor.
DEVASA BİR SEKTÖR
Bu sistemler, Türkiye'nin savunma güvenliği ve küresel teknoloji yarışında iddialı bir aktör olduğunu bir kez daha gösterdi. Ekonomik açıdan bakıldığında spektrum ve elektronik harp teknolojileri devasa bir pazar oluşturuyor.
Deloitte'un 2023 raporuna göre 2027'ye kadar küresel spektrum pazarının değeri 600 milyar doları aşacak.
Research and Markets verilerine göre, elektronik harp sistemleri pazarının büyüklüğü 2025'te 19 milyar dolara çıkacak.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) ise dünya savunma harcamalarının 2022'de 2,24 trilyon dolar ile tarihî zirveye ulaştığını belirtiyor. Bu tablo bize, frekanslara ve spektruma hâkim olan ülkelerin yalnızca savaş alanında değil, küresel ekonomide de üstünlük sağlayacağını gösteriyor.
