İş hayatında, özellikle alın teriyle görev yapanların çalışma koşulları, günümüzün zorlu ekonomik şartlarında giderek daha da zorlaşmaktadır. Küresel ölçekte artan işsizlik oranları, rekabetin yoğunlaşması, ekonomik belirsizlikler gibi bileşik faktörler iş gücünün büyük kısmını doğrudan etkilemektedir. Dünya Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, dünya genelinde işsiz sayısı her geçen gün artmaktadır. Hem özel sektörde hem de kamu sektöründe çalışanlar, günümüzün zorlu şartları ve ekonomik baskılar altında yaşamlarını sürdürmektedir. Bu bağlamda kamu sektöründe görev yapan çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesi, onların iş performansının artmasında önemli bir rol oynamaktadır. Çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için düzenli ve yeterli bir ücrete ihtiyaç duyulmaktadır. Ücret, bir çalışanın iş yerindeki motivasyonu için temel kriterdir. Ayrıca iş güvencesi, aidiyet, değer ve saygı gibi temel kavramlar bütünün diğer parçalarını oluşturmaktadır.
ÖNEMLİ BİR ADIM OLMUŞTUR
Kamu kurumlarında görev yapan her bir çalışanın, vatan için çalıştığı ve topluma hizmet ettiği düşünülürse, çalışma şartlarının çağın şartlarına ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi beklenmektedir. Görevlerini özveriyle yerine getiren işçilerin, iyi bir yaşam isteği ve bunun için mücadele etmesi insanidir. Sağlık personelinden madencisine, orman işçisinden temizlik çalışanına kadar geniş bir kesimde çalışan işçilerin özlük haklarının iyileştirilmesi, hem onların güvence altında hissetmelerini sağlamakta hem de verimliliklerini artırmaktadır. Bu çerçevede, kamu sektöründeki 600 bine yakın işçiyi kapsayan 2025- 2026 dönemindeki mali ve sosyal haklarının belirlendiği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nün imzalanması, önemli bir adım olmuştur.
AMAÇ EŞİTLİĞİN SAĞLANMASI
Bilindiği üzere Kamu Çerçeve Protokolü; kamu işveren tarafı ile işçi sendikaları arasında imzalanan, kamu sektöründe çalışan işçilerin özlük haklarını belirleyen toplu iş sözleşmelerine esas teşkil eden çatı niteliği bulunan bir anlaşmadır. Bu protokol kamuya bağlı kurumlarda toplu iş sözleşmelerinin de genel çerçevesini oluşturmaktadır. KÇP; işçilerin taban ücreti, zam oranları, sosyal haklar, ikramiye ve tazminatları gibi özlük haklarından oluşmaktadır. Amacı, işçilerin özlük haklarının iyileştirilmesinin yanı sıra aynı iş kolunda farklı kamu kurumlarında görev yapan işçiler arasında eşitliğin sağlanmasıdır. BİLİMSEL BİR GERÇEKTİR Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Kamuda çalışan 600 bine yakın işçinin 2025-2026 mali ve sosyal haklarını kapsayan toplu iş sözleşmesi protokolünü imzalandı. Kamu işçileri 2025'in ilk altı ayında yüzde 24, ikinci altı ayında yüzde 11 zam alacak. Ayrıca işçilere günlük 50 TL seyyanen zam verilecek." şeklinde açıklamada bulundu.
KÇP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Ramazan Ağar, Eyüp Alemdar ve İrfan Kabaloğlu, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert, Öz Orman İş Sendika Başkası Settar Aslan, Ramazan Gün ve diğer kamuda örgütlü sendikaların başkanlarıyla bir arada görüşüldü ve değerlendirildi. Ekonomik koşulları göz önünde bulundurduğumuzda, çalışanların huzurlu bir şekilde yaşamlarını sağlamak, verimliliğin artmasını ve dolayısıyla ekonominin güçlenmesini destekleyecek bir yaklaşımdır. Tüm bunlar, toplumda barış ve huzurun sağlanması için atılan önemli adımlardır. Çalışanlarının haklarını güvence altına alan bir toplum, daha adil, daha verimli ve daha güçlü bir ekonomik yapıya sahip olacaktır. Bu açıdan KÇP düzenlemesini sadece işçilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi olarak düşünmemek lazım çünkü bu onların verimliliğini doğrudan etkileyen bir meseledir. Çalışana değer veren kurumlarda, işe olan bağlılığın ve üretkenliğin artış gösterdiği bilimsel bir gerçektir.
