Hakan Urgancı

Salonlara merhaba

Sinema salonlarına yavaş yavaş yeniden girmeye alıştığımız bugünlerde, yakın zamanlarda izlediğim bazı filmleri sizler için derledim.
FREE GUY
Ryan Reynolds'u oldum olası severim.
Oynadığı fimler benim için yapımın kalitesinin garantisidir. Şaşkın yüzlü bu oyuncu, Dead Pool gibi efsanevi karakterlerle akıllara insancıl ama süper güçlü bir garip kahraman olarak kazındı. Reynolds'un son filmi Free Guy da bu yapıyı bozmuyor.
Filmin ana sorusu şu: Ya bir bilgisayar oyunu karakteri gerçek olduğunu varsayıp gerçek hayata müdahale etmeye çalışsaydı?
Tabii böylesine eğlenceli bir konu, büyük bir bütçeyle bir araya gelince ortaya içi boş olsa da eğlence garantili bir popcorn filmi çıkıyor. Free Guy, beynini girişte vestiyere bırakıp sonra alacak türden izleyicinin suçlu zevklerinden. Hikaye biraz Truman Show, biraz Matrix, biraz Ready Player One, hatta biraz da Groundgog Day'den esinler içeriyor. Bu yüzden orijinallikten söz etmek mümkün değil. Üstelik bu bahsettiğim, -kendi türünü belirlemişfilmlerin hiçbirinden de iyi değil ama yine de bir şekilde kendini zevkle izletiyor.
SUICIDE SQUAD 2
Çizgi roman karakterlerini ön plana alan filmler, son on yılın en çok kazandıran yapımları. Suicide Squad'in ilk filminin bir hayranı olmamakla birlikte devam filminde Guardians of Galaxy'nin başarılı yönetmeni James Gunn'ı görünce filme kayıtsız kalamadım.
Yine de filmden tatmin olamadım.
Tabii ki müthiş bir görsellik olsa da yönetmenin garip bir espri anlayışı var ve film hiçbir anında kendini ciddiye alıp almadığına karar veremiyor. Bu da bizi gülmekle heyecanlanmak arasında sürekli bir tahterevallide tutuyor.
Belki iki duygu arka arakaya gelse sorun yok ama aynı anda olunca ortaya bilişsel bir uyumsuzluk çıkarıyor. Buna rağmen Gunn filmlerine bir şans daha vermeye değer bence. Filmin en iyi yanı olan köpekbalığı adam Nanue'nin keyfini çıkarmaya bakın.
Ona diyecek sözüm yok. Zaten karakteri de Sylvester Stallone seslendirmiş.
OLD
M. Night Shyamalan, sürpriz sonlu film geleneğini bozmuyor. Bir otel tarafından garip ve izole bir plaja bırakılan üç ailenin öyküsü bu. Bir süre sonra adada zaman algısının farklı olduğunu ve bir günün insan hayatındaki elli yıla tekabül ettiğini dehşetle fark ediyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.