İtalya'da görünmeyen bir heykel satıldı. Hem de binlerce Euro'ya...Haber olmasa da yorumum yeni olacak. İtalyan heykeltraş Salvatore Garau'nun "Io sono" (Benim) adlı görünmeyen eseri Milano'da bulunan bir müzayede evinde açık arttırmaya çıkarılmıştı.
155 BİN TL
Açık artırmayı kazanan sanatsever, maddi varlığı bulunmayan bu eser (!) için yaklaşık 155 bin TL ödedi. Alıcıya, maddi olmayan eser ile ilgili sadece orijinalliğinin kanıtı olan garanti belgesi verildi.
Garau bu heykelle ilgili yaptığı açıklamada sanattan girip kuantum fiziğinden çıkmış. "Müzayede reddedilemez bir gerçeğe tanıklık etti. Boşluk, enerji dolu bir alandan başka bir şey değildir ve Heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre boşluğumuzu boşaltıp geriye hiçbir şey kalmasa bile hiçbir şeyin ağırlığı yoktur. Bu nedenle yoğunlaşan ve kısacası içimizde parçacıklara dönüşen enerjiye sahiptir" demiş.
KÖR SATICI VE ALICI
Ülkemiz ilginç olaylar diyarı olduğu için biz alışığız acayip olaylara. İlginç olan, bu olayın ülkemizde vuku bulmamış olması. Bu alışkınlığımız yüzünden ben de pek çok vatandaşımız gibi, yorumlar için haber okur hale geldim. Tabii ki insanımız Garau'yu 'köprü satmaya çalışan uyanık dolandırıcı', sanatseveri ise salak ilan edivermiş.
Hayat zıtlıkları ile vardır. Hani derler ya 'her kör satıcının bir kör alıcısı vardır' diye, bu olay da o hesap. Her görünmez heykel satıcısı için de böyle bir müşteri vardır.
Ben konuya kolaycı yaklaşmayacağım. Eğer görünmez heykelin alıcısına salak deme kolaycılığına düşersem 'Marka bir çantaya onca para verili mi?'cilerle 'Bodrum'da bir lahmacun 2000 lira olmuş. O kadar para verilir mi?'cilere benzeyeceğim. Verilmez tabii... Ama aynı sebeple de pekala verilebilir.
DOĞRU MANTIK
Geçenlerde bir ünlücük şuna benzer bir açıklama yapmıştı. 'Biz o parayı o ürün için değil, o ürüne o parayı veremeyeceklerden ayrılmak için veriyoruz. ' İfade mide bulandırıcı olsa da mantığı doğru. İnsanlar toplumun genelinden ayrışmak için, kendilerini özel hissetmek için bir ürüne benzerlerinden çok para verirler. Markalar bunun için vardır. Ha bu durumun patolojisini konuşmayacağım çünkü konumuz bu değil. Konumuz verilir mi verilmez mi? Ben görünmez heykel konusuna da böyle yaklaşacağım.
Benzerlerinden malzeme olarak da fonksiyon olarak da çok farkı olmayan bir tişörte benzerinin on katı parayı veriyorsak bu ne demek? Bir ürün parasını ürüne, dokuz ürün parasını da markaya veriyoruz, yani olmayan ürüne. Görünmez heykelde de durum farklı değil. Ortada olmayan bir ürüne bunca para veriliyorsa demek ki konu ürün değil, bilinmek. Sizin salak dediğiniz alıcı, olmayan şeye binlerce Euro verebilecek kadar zengin biri olarak tanındı camiasında. Onun da amacı buydu zaten. 'Benim havaya savuracak kadar param var' demiş oldu. Sizin salaklık dediğiniz şeye şirketler PR diyorlar.
