Geçtiğimiz haftalarda Türk Dil Kurumu 'Konuşma Dili Olarak Türkçe' isimli bir çalıştay düzenledi. Başta TRT spikerleri olmak üzere dilin önemli icracıları bu çalıştayda bildiri sundular. Bunlar arasında bu satırların yazarı da bulunuyordu. Başta Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sn. Osman Mert, Sn. Belgin Aksu ve TRT baş spikerlerinden Sn. Şener Mete olmak üzere bu toplantıya çok emek verilmişti. Bildirilerin sunulmasının ardından sonuçta çözüm önerileri şöyle özetlenebilir:
1. Klişeler içerdikleri yanlışlar, söyleyiş hataları ile dilimize zarar verdiğinden geniş kitlelere ulaşabilen editör, muhabir ve spikerlerin klişe ifadelerden uzaklaşmasının yararlı olacağı,
2. Profesyonel icracılar arasında mutabık kalınmayan telaffuzlar ve kullanımların tespit edilmesi, tarafların gerekçelerinin dinlenmesi ve bunun sonucu olarak da profesyonel icracılar arasında "diksiyonda birlik" sağlanması için çalışmalar yapılmasının yararlı olacağı,
3. Yabancı dillerdeki özel adların telaffuzu Türkçe fonetiğine göre mi yoksa yabancı dildeki orijinal şekliyle mi söylenmeli hususunda kural birliğine varılmasının faydalı olacağı,
4. MEB ile iş birliği yapılarak sık kullanılan kelimeler arasında yanlış telaffuzların belirlenerek seminer biçiminde anlatılmasının öğretmenlere katkı sağlayacağı,
5. Profesyonel icracılara, Osmanlı Türkçesinden Türkiye Türkçesine geçen Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin türeme şekilleriyle ilgili eğitim verilmesinin dilimizi profesyonel olarak icra edenlere katkı sağlayacağı,
6. Özellikle televizyondaki rol modellerin hâlâ etkin olması sebebiyle dizi, haber ve çocuk programlarında yer alan rol modellerin dil öğreniminde kullanılması için çalışmalar yapılmasının yararlı olacağı,
7. TDK ve MEB iş birliği ile sosyal medyada sadece gençlerin katılacağı "sözlük yarışması" yapılmasının gençler arasında dilin doğru kullanımına yönelik ilgiyi artırması açısından yararlı olacağı,
8. Sosyal medya ünlüleri ile gönüllü iş birliği yapılmasının gençler arasında dilin doğru kullanımı konusunda katkı sağlayabileceği,
9. Kamuya ait yayın kuruluşlarına doğru telaffuz hakkında öneriler verilmesinin faydalı olacağı,
10.Yazım Kılavuzu'nda yer alan kısaltmaların telaffuzlarına da yer verilmesinin, aynı zamanda Türkçe Sözlük'teki madde başlarının okunuşlarının fonetik alfabeyle gösterilmesinin kullanıcılara katkı sağlayacağı,
11. RTÜK ve TDK'nin birlikte hareket ederek Türkçenin doğru kullanımı konusunda dizi, oyuncu, programcı vb. gibi alanlarda teşvik edici ödüller vermesinin katkı sağlayacağı,
12. Yabancı sözcüklerin Türkçe karşılığı konusunda toplumun da kabul edeceği karşılıklar üzerinde çalışılmasının yararlı olacağı,
13. TV ve radyolardaki programlarda dil denetimi yapılmasının yararlı olacağı,
14. Türkçenin doğru kullanımına yönelik kamu spotları yapılmasının katkı sağlayacağı,
15. TDK, TRT ve RTÜK iş birliği ile Türkiye'nin çeşitli yerlerinde diksiyon konusunda eğitimler düzenlenerek sertifikalar verilmesinin yararlı olacağı,
16. TDK'nin internet sayfasında bulunan Nutuk'un seslendirilmesinin faydalı olacağı gibi hususlar çözüm önerisi olarak dile getirilmiştir.
Dilin icracılarını da işin içine katması, Türk Dil Kurumu'nun dil konusundaki hassasiyetini ciddiyetle ele alarak tabana ulaştırmak konusundaki kararlılığının bir nişanesidir diye düşünüyor, kutluyorum.
