• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Arz-ı Mev’ud- Vadedilmiş topraklar- 5 MEHMET DEMİRCİ

Arz-ı Mev’ud- Vadedilmiş topraklar- 5

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Aralık 2024, 22:27

Ayçin Kantoğlu devam eder: İsrail'deki aşağı yukarı her düzeydeki yetkili bir şeyi dile getiriyor: "Bize vaad edildi, diyor, başkenti Kudüs olan bu topraklar." Soruyorsun, "hangi topraklar bunlar?" 18 Türk şehrinin de içinde bulunduğu topraklar. "Buralar bize vaad edildi" diyorlar.

Bir video izledim, şu son süreçte beni en çok üzen videolardan biriydi; İstanbul'da Bakırköy taraflarında çekilmiş, çarşı içinde sokakta bir gence mikrofon uzatıyor bir gazeteci diyor ki: "Ne düşünüyorsun Filistin-İsrail meselesi hakkında?" genç "İsrail haklı, diyor, çünkü Filistinliler 7 Ekimde İsrail'in toprak bütünlüğüne saldırdı" diyor. Vallahi böyle. Gazeteci "Olur mu öyle şey, bak bir daha düşün, olay öyle değil, bunlar yüz senedir işgal altında. O saldırdı dediğin kendi toprakları, onlar işgal altındalar, kendi evlerinde mülteci konumuna düşürüldü bu insanlar. Kendi vatanlarında mülteci kamplarında kalıyorlar." Bu genç bir çocuk. Sonra dedi ki: "Ya, onların durumu tıpkı PKK gibi, acımak olmaz" dedi. Konuştu konuştu, konuştu. Her seferinde gazeteci onu bir kez daha uyarıp hakka adalete davet ediyor. Sonra çok enteresan bir şekilde "Ama yahu bu topraklar onlara vaad edildi" demez mi… halimiz bu… o topraklar onlara vaad edilmiş!..

KURTULUŞ SAVAŞI RUHUNA DÖNMEK

Bir şeyleri yanlış yaptığımızı kabul etmek mecburiyetindeyiz. Sonuçlarımız itibariyle hatalar apaçıktır, muhakkaktır. Geri dönmek lazım. Kurtuluş Savaşı ruhuna bir an evvel geri dönmek lazım. Ve bilmek lazım ki bir kez daha bu mücadele verilecek gibi görünüyor. Ha yok, vermeyeceğiz bu mücadeleyi, mülteci olacağız diyorsak bu da ayrı bir seçenek. Ama bizden öncekiler verdi, kaçmadılar. Çocuklarını, babalarını, kocalarını feda ettiler. O savaş, Kurtuluş Savaşı öyle kazanıldı. Bugün Gazze'de gördüğümüz mezalimin aynısını burada yaptılar.

Şu anda oradaki tecavüzleri görüyorsunuz, çoluk çocuk sivili nasıl katlettiklerini görüyorsunuz, aynısı burada vardı. Ama bizim onurlu insanlarımız, tıpkı Filistinliler gibi bu yaşanan büyük felaketin acı hatırasının üzerini örttü, evlatlarını bununla incitmedi. Ama aynısı yaşandı. Bugün Filistin'de kadın erkek ayırmıyor tecavüzde. Canlı izliyorsunuz videosunu yayınlıyor. Diyor ki: "Benim hakkım, çünkü ben ondan üstünüm. Onun canı da malı da ırzı da çocuğu da karısı da kocası da toprağı da cesedi de benim!"

HAPİSHANEDEKİ ÇOCULAR

7 Ekim tarihinde İsrail hapishanelerinde 400 civarında çocuk tutuklu vardı. Çocuk dediysem 18 yaş altı diye düşünmeyin, 12 yaş altı bunlar. Akıbetleri meçhul. İsrail'de hapishane işleri şöyle ilerliyor; Filistinliler çok enteresan insanlar, kimse kendi çocuğunu başkasının çocuğundan daha aziz, daha değerli görmüyor. Sokakta oynuyor çocuklar, o harala gürele içinde ve kah oluyor ki sizin çocuk eve dönmeyebiliyor. Bir haber geliyor, oradan geçen bir İsrail aracı bir polis veya asker aracı çocuğu almış götürmüş. Peşinden koşup sebep ne diyorsun, avukat mavukat da yok çünkü eşit vatandaş değilsin. "Ben, diyor, onu nezarete koydum, inceleme yapıyorum." Çocuğu istediği kadar ceza evinde tutabiliyor. Sana da göstermek zorunda değil. Bir sene, iki sene beş sene… Mahkemeye çıkarmadan. Velevki mahkemeye çıkardı, diyor ki "Bu bana taş attı, küfretti." Her neyse buna karşı bir ceza takdir ediliyor. Diyelim ki 3 sene daha ceza alıyor. 6 yaşında girdi çocuk, oldu mu 9 yaşında. Bir sonraki sene hapisaneden öldü diye haber geliyor. Niye öldüğü anlatılmıyor, sebep gösterilmiyor. Gidiyorsun kapıya, "teslim edin benim çocuğumun cenazesini" diyor ki, veremem. Niye? Diyor ki 2 sene daha yatması gerekiyordu. Cenazeye 2 sene daha ceza veriyor. Siz hiç böyle bir şey duydunuz mu? Ben de duymadım. Sonra gidiyorsun, 3 senesini canlı, 2 sene cezasını da mevta olarak buzhanede çekmiş, sana bir poşet veriyorlar, "Al bu senin çocuğun" diye. İçinde kim olduğu da belli değil, öyle bir poşet! Organları boşaltılmış, eli yüzü belirsiz. Kime şikayet edeceksin?

Ondan sonra gelsin laflar: "Bu Filistinliler de pek fena! Rahat duramıyorlar!. Mukabele ettiler. Nelerine güvendiler?.. Ve bu işlere kalkıştılar?.." sessiz ölseler de hiçbirimizin tadını kaçırmasalardı! Alışmıştık zaten. Üstelik vazgeçemeyeceğimiz birçok etkinin tesiri altındayız. Ne coca cola'dan ne Starbac'ta sabah kahvesinden vaz geçebiliriz. Ne lüzum vardı bütün bunlara. Ne güzel yaşayıp gidiyoruz. Sokak hayvanlarını konuşuruz, kadın haklarını konuşuruz, ama Filistin'de kadın olduğunu görmeyiz. Çocuk haklarını konuşuruz. Ama Filistin'de çocukların var olduğunu ve katledildiğini görmeyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.