Mevlid Kandili dolayısıyla İzmir'de 3 Eylül günü Mukaddes Emanetler Sergisi açıldı. 7 Eylül Pazara kadar her gün saat 10.00-22.00 arası açık olacak. Yer: İzmir İktisat Kongre Merkezi. Burası Konak'ta 860. sokakta, Vilayet bağlı yeni ve modern bir kültür merkezi. Birkaç sivil toplum kuruluşu birleşerek bu anlamlı sergiyi açmışlar. Bildiğim kadarıyla şehrimizde bu türlü bir kültür faaliyeti ilk defa görülüyor. Ön ayak olanlara ve İzmir valisine teşekkür borçluyuz.
NELER VAR?
Sergide neler var? En çok Kabe örtülerine ait irili ufaklı parçalar yer alıyor. Bu örtü her yıl değiştiği ve oldukça büyük olduğu için hatıra olarak alıp saklayanlar fazla oluyor. Sakal-ı şerif ve Peygamber Efendimize ait saç telleri, sarığının parçası, kabrinden toprak parçası, gene Peygamberimizin ayak izinin maketi ve sandalet şeklinde ayakkabısı, Hz. Peygamber'in mührüne ait imitasyon, odasına ait örtü parçası, Bizans impratoruna gönderilen mektup, Uhut dağına ait taş parçası.
Bunların dışında Hz. Hüseyine'e ait sakal telleri, Kabe kapısına ait kilit ve anahtar, Mescid-i Nebi'ye ait halı parçaları, Osmanlı döneminden kalma Medine iç örtüsü, Abdülkadir Geylani'ye ait sakal teli ve sarık parçası, Medine'nin eskiye ait maketi, Peygamber Efendimizin evinin temsili görüntüsü.

NE ANLAMA GELİR?
Hatıralar değerlidir. Özellikle sevdiklerimize, anne babamıza, eşimize, sevgilimize ait eşyalar bizim için önem taşır. Çünkü bunlar o kimseleri hatırlatır. Dinimizde ve kültürümüzde en çok sevilmesi gereken Peygamber Efendimizdir. Dolayısıyla ona ait hatıralar bizim için büyük değere sahiptir. Ben sergiyi ilk gün 19.00-20.00 arası ziyaret ettim, bir hayli kalabalıktı. Ve insanlarımızdaki dini-manevi duygu yoğunluğu açık seçik görülüyordu.

HZ. PEYGAMBER'İN AYAK İZİ
Bu sergide de bir örneği olan Hz. Peygamber'in ayak iziyle ilgili tarihi bir menkıbe: Sultan Ahmed Camii'nin inşaatıyla ilgili anlatılan menkıbelerden biri şöyledir: İslam dünyasının muhtelif yerlerinde Kadem-i Şerifler bulunur. Kadem-i Şerif Hz. Peygamber'in ayak izi olduğuna inanılan kalıplardır. Hz. Peygamber sevgisinin ifadesi olarak saklanır, ona olan saygıyı temsil eder, ruhaniyetine salat ü selam getirmeye vesile olur.
Kahire'de Sultan Kayıtbay türbesinde bir Kadem-i Şerif maketi bulunmaktaydı. Kayıtbay 20 bin dinara satın alarak türbesine koydurmuştu. Peygamber sevgisiyle dolu Sultan I. Ahmed, devrin halifesi olarak bu kadem-i şerifi Kahire'den İstanbul'a getirtti. Önce Eyüp Sultan türbesine kondu. İnşaatı tamamlanınca da Sultan Ahmed Camii'ne yerleştirildi. Bu camiye naklin yapıldığı günün gecesinde, genç padişah şöyle bir rüya gördü. Bütün peygamberlerin toplandığı bir divan kurulmuş, Hz. Peygamber kadılık makamında bulunmaktadır. Sultan Kayıtbay I. Ahmed'den davacıdır. Kendi türbesinde ziyaret edilen ve ruhuna Fatiha gönderilmesine vesile olan Kadem-i şerifi yerinden alıp kendi camiine koydurmuştur. Dava görülür, neticede Resulüllah (a.s.) Kadem-i şerifin Kāhire'ye eski yerine gönderilmesine hükmeder.
AYAK İZİNİ BAŞINDA TAŞIR
Sultan Ahmed Kadem-i şerifi iade etmeden önce, aynen onun şeklinde minyatür bir sorguç yaptırır, Cuma ve bayram selamlıkları ile diğer önemli günlerde sarığına takar. Sorguç hükümdar, vezir vb. tarafından kavuk ve başlıklarının ön tarafına takılan, tüyden ve kıymetli madenlerden çeşitli şekillerde yapılmış, mücevherle bezenmiş süs demektir. İşte bu sorgucun üzerinde Sultan Ahmed'in kendi yazdığı şu dörtlük yer alır:
"N'ola tacım gibi başımda götürsem daim/ Kadem-i nakşını ol Hazret-i Şah-ı Rusül'ün/ Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidir/ Ahmeda durma yüzün sür kademine o Gül'ün."
Bugünkü dile aktaralım: "Peygamber Efendimizin ayağının resmini bir taç gibi başımda taşısam çok mudur? Peygamberliğe ait gül bahçesinin gülü o ayağın sahibidir; ey Ahmed durma o Gül'ün ayağına daima yüzünü sür."
Sultan Ahmed'e rahmet Peygamber Efendimize salat ü selam olsun.
