İşte budur!
Gazeteciliğin en güzel tarafı...
Yazarak, sorunlara en hızlı şekilde çözüm bulmak...
Ama tabii, olayın diğer yüzü nedir, o yazıyı okuyan siyasetçinin de en az siz ve gazeteniz kadar çözüm odaklı olması...
Bürokrasinin o ağır kapılarını, tek hamleyle açacak isteği içinde taşıması...
Ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ne yıldırımı "ışık hızı"yla sorunu çözdü!
Dün köşemde, Yeni Asır ailesi, Kemeraltı esnafı ve dostlarımızın desteğiyle Ağrı'nın Taşlıçay ilçesindeki 300 öğrenciye, giysi ve kırtasiye malzemelerini gönderirken PTT'de yaşadığımız mevzuat sorununu yazmıştım...
PTT koli gönderilerindeki, "yüzde 50'ye varan eğitim indirimi", mevzuata göre sadece kitap için uygulanıyordu.
Gönderilen kırtasiye ya da giysi yardımları bu indirime dahil değildi.
Ben de köşemde demiştim ki, "O koli gönderisi için ödeyeceğim parayla, o çocuklara biraz daha yardım yaparım. Topladığın yardım kadar koli ücreti vermek ne kadar anlamlı!"
"Yıldırım çözüm bekleniyor" diyerek ise, "Sayın Yıldırım... Küçük bir mevzuat değişikliği ile 'eğitim yardımı'nın içine kırtasiye malzemelerini de dahil eder misiniz? Türkiye genelini ilgilendirecek bu sorunun çözümünü sizin desteğinizle İzmir'den başlatalım..." diye seslenmiştim...
Meğer İzmir'in sesi Ankara'ya ışık hızıyla duyuluyormuş!
Bakan Yıldırım'ın talimatıyla dün, PTT Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu'nda karar alındı. Mevzuata "Yıldırım çözüm" bulundu ve sadece kitapla sınırlı olan "eğitim desteği"nin kapsamı genişletildi.
Bundan böyle, "nokta adres" olarak, okullara gönderilmek şartıyla, ticari amaçlı olmayan, kitaptan kırtasiye malzemesine, giysiden ayakkabıya kadar her türlü gönderide yüzde 50'ye kadar eğitim indirimi uygulanacak.
Bakan Yıldırım, bu güzel kararının ardından, "Bu tür sosyal yardımların sizler tarafından yapılması bizi de mutlu ediyor. Sosyal sorumluluk projelerine katkı vermeye her zaman hazırız. Bundan sonra yapılacak tüm projelerde de gereken desteği veririz" dedi.
Ben de diyorum ki;
Evet, işte Türkiye'nin değişimi...
Bürokrasinin o kahverengi iç karartıcı yüzünün, "Bugün git yarın gel anlayışının", "Ben mevzuat engelini aşamam" diyen "1980'lerden kalma" zihniyetin bittiğinin kanıtı...
Mevzuatların "değiştirilemez kanun maddesi" olmadığı; işin içinde iyilik, güzellik, sevgi, bu toplumun dinamiklerini ve temel taşlarını oluşturan yardımseverlik varsa, bal gibi de değişeceğinin göstergesi...
Artık hayırseverler, Doğu'da kendini göstermeye başlayan kara kış öncesinde, o güzelim yavrularımızı ısıtacak ayakkabıları, montları, kazakları daha rahat gönderebilecek...
Yeni Asır olarak İzmir'den açtığımız bu güzel kapının daha çok yavrumuza yardım olarak geri dönmesi beklentisiyle...
Hem kendim hem de Yeni Asır ailesi olarak cani gönülden teşekkürler Sayın Yıldırım...
Yıldırım değil, sahiden "ışık hızı"nda çözdünüz...
