Türkiye'nin son 15 yıldaki değişim ve dönüşüm süreci, 16 Nisan itibarıyla büyük ölçüde tamamlamış olacak. Askeri ve bürokratik vesayetin altında yıllarca ezilmiş milletin, 3 Kasım 2002 tarihinden itibaren yeniden demokrasinin özü ve öznesi haline gelmesinin anlamı çok büyük. An itibarıyla, bölgemizde yeniden tanımlanan sınırlar, sorunlar ve Türkiye üzerinde oynanan oyunlara DUR diyebilmenin en doğru ve kalıcı yolu, gücünü doğrudan milletten alan siyasi irade ile mümkün olacak. Dün 28 Şubat post-modern darbesinin 20'nci yıldönümüydü.
Böyle anlamlı bir yıldönümünde bunları konuşabiliyor ve yazabiliyor olmamız inanın çok değerli ve önemli.
Bizim neslimiz için de değerli, bizden sonra gelecek gençlerimize bırakacağımız Türkiye için de önemli. Unutulmamalı ki; dün 28 Şubat darbe sürecini yaratanlar bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini getiren Anayasa değişikliğini zorlama bir algı operasyonu ile 'rejim tartışmasına' çekmek isteyenlerle aynı kişiler. Ama; ne algı operasyonları ne darbe girişimleri artık bu milletin nezdinde karşılık bulmuyor, inandırıcı olmuyor.
90'lar ve 2000'lerin başlarında halkın seçtiği hükümetleri attıkları manşetlerle, korku ve kaos ifadeleriyle, kontrol ettikleri bürokratik (askeri-yargı) vesayet eliyle istifa etmeye zorlayanlar, son kozlarını Cumartesi günü attıkları yalan ve iftira manşetiyle oynadılar.
Ama şunu unuttular .
70'lerde, 80'lerde ve 90'larda karargahtan gelen mesajlara sessiz kalan Başbakanlar, Cumhurbaşkanları yok artık. Milletten aldığı güçle, demokrasi dışı bütün vesayetlerin karşısına canı pahasına dik duran Başbakanlar, Cumhurbaşkanları var bugün çok şükür. 'Karargah Rahatsız' manşetiyle yapılmak istenilen algı operasyonu, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptıkları açıklamalar ile püskürtüldü. Bu millet, bütün tarihi boyunca destan yazmış bir millet. Son destanını da 15 Temmuz gecesi ve sonrasında tüm dünyanın gözleri önünde yazdı. Unutulmasın ki; halkın gücünün tankın gücünü yendiği bir Türkiye var artık...
DAĞ'IN ARKASINDAKİ GÜÇ 
50 günden az bir zaman kala Cumhurbaşkanı bir yandan Başbakan bir yandan karış karış ülkeyi gezip Anayasa değişikliği ile ilgili halk oylamasında neyi oylayacaklarını anlatıyor millete. Tabii bu çalışmalar sadece liderler eliyle olmayacak.
Teşkilatlar da sahada ve birebir yapacakları görüşmelerle çalmadık kapı kalmamasını hedefliyor.
Gazete, televizyon ve radyo dışında sosyal medya da en çok kullanılacak kitle iletişim araçlarından biri.
AK Parti İzmir milletvekili ve MKYK üyesi Hamza Dağ da kendi sosyal medya hesaplarından hem profesyonel tekniklerle çekilmiş hem de yapılan değişiklikleri ve eleştirileri son derece kısa ve anlaşılır olarak izah ettiği bir videoyu paylaşıyor.
Profesyonel bir şirkete yaptırdığını düşündüğüm çekimleri meğerse; partinin gençlik kollarından yetişmiş gençler yapmış. Merak edenler için Hamza Bey'in facebook ve twitter adreslerini tıklayıp izleyin derim. Siyasetteki ustalığına zaten sözümüz yok da; meğer kameralar karşısındaki ustalığı hepsinden iyiymiş. Hamza Dağ'ın yeni videolarını izlemeye ve beklemeye devam edeceğiz.
YENİ ASIR TÜRKİYE'YE AÇILIRKEN
Türk basının yaşayan en eski ve en saygın çınarı Yeni Asır bugünden itibaren artık sadece Ege'de değil, tüm Türkiye'de istediğimiz her bayide ulaşacağımız şekilde satışta olacak. 122 yıllık uzun yolculuğunda 3 asra tanıklık etmiş gazetemi, 9 yıl aradan sonra döndüğüm Ankara'da ancak saat 11'den sonra okuyabiliyorken, şimdi sabahın erken saatinde "1 ekmek 1 Yeni Asır" diyerek
bayilerden alabilecek olmanın keyfini sizlere anlatamam. Ege'nin kendi gazetesinin Türkiye genelinde ulaşılacak olmasının, Egelilerce tereddüt edilecek bir yanı yok. Tam tersine, Ege'nin iş insanları, siyasetçileri, sivil toplum örgütlerinin haberlerini tüm Türkiye okuyabilecek.
Sevgili Ercan Demir kaptanlığındaki deneyimli Yeni Asır ekibi, ulusal haberlerin yanında Ege'nin sesini tüm Türkiye geneline daha fazla duyurabilecek.