• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

SEDA KAYA GÜLER

Evlilik programlarının sunucularına sesleniyorum!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10 Mayıs 2016
Siz sevgili Esra Erol, Zuhal Topal, Seda Sayan ve Seda Akgül... Sizler kocalarınızdan "izin" alıyor musunuz ki, programlarınızda "Bir kadının kocasından izin alma" muhabbetine izin veriyorsunuz?
Bir kadın olarak, "kadınlık onuru"nu korumanızı rica ediyorum sizlerden.
Gerçekten inanamıyorum kadınların erkekleri gereksiz yere yüceltmelerine. Bunu yaparken kendilerini değersizleştirdiklerinin farkında olmamalarına.
Bakar mısınız kadınların kendileriyle evlenmek isteyen erkeklere sordukları sorulara:
"Çalışmama izin verir misin? Anne-babama gitmeme izin verir misin? Sokağa çıkmama izin verir misin? Giyimime karışır mısın? Cep telefonumu karıştırır mısın? Dans edip eğlenmeme kızar mısın?" Erkekler de bunları istiyor ve bekliyorlar evlenecekleri kadınlardan.
Ben de onlara sormak istiyorum: Ne demek izin almak? Siz çocuk musunuz? Reşit değil misiniz? Akli melekeleriniz yerinde değil mi? Tek başına sokağa çıkacak veya yolda yürüyecek durumda değil misiniz? Boşuna mı onca yıl okullara gidip kendinizi geliştirdiniz?
Bir meslek edindiniz. Siz asalak mısınız?
Erkek çalışıp para kazanacak, sizse en üretken ve verimli çağınızda evde oturup, kocanızın size ekmek/para getirmesini mi bekleyeceksiniz?
O para vermezse kendinize bir çöp dahi alamayacak mısınız? Bir erkeğe bağımlı olarak yaşamakta bir mahzur görmüyor musunuz?
Onun vereceği veya size uygun göreceği yemek ya da parayı kabullenmiş mi oluyorsunuz?
Affedersiniz ama siz köle misiniz?

İZİN ALMA MEVZUSU

Bir kadın bir erkeği sevdiyse, aşık olduysa tabii ki onu önemser, pamuklara sarar, yüceltir, kayırır, başının üstünde taşır. Ama aynı şekilde kendini de önemser, sayar ve sever.
Aşkından geberse de asla boyun eğmez.
Kendini onun yanında değersizleştirmez.
Kendini çocuk yerine koymaz. Asla izin istemez.
Hem de hiçbir konuda. Ne çalışmak, ne anne-babaya gitmek, ne arkadaşlarıyla bir yere gitmek konusunda. O kadının evlenmeden önce bir yaşamı yok muydu? Onu da bir anne-baba veya birileri büyütmedi mi?
Nerede ve nasıl giyineceğini, kime nasıl davranılacağını öğrenmedi mi? Kendi kararlarını kendi verecek yaşta ve olgunlukta değil mi?
O erkeği kendi aklıyla sevmedi mi? O erkek de onu olduğu gibi sevmedi mi? Makyaj yapıyorsa makyajlı haliyle beğenmedi mi? Çalışıyorsa, -bana göre her genç, kadın-erkek fark etmez, çalışmak zorunda- çalıştığını bilerek birlikte olmadı mı? O kadına duruşu ve hareketleri sonucunda aşık olmadı mı? Öyleyse neden sonrasında giyimine, makyajına, oturup kalkışına karışmak istesin ki? Neden bir kadın erkeğe bu hakkı versin ki? İzin, kendinizden daha üst mevkide olan birinden alınır. Anne-babadan alınır, işverenden alınır, müdürden alınır vs... Eşit pozisyonda olunan birinden izin alınmaz. Bir arkadaştan, bir ortaktan, kardeşten izin alınmaz.
Kocadan veya karıdan hiç alınmaz.

KENDİNE GÜVENSİZLİK Mİ?

Eşit bir ilişki söz konusu çünkü. Yasalar önünde aynı haklara sahip iki kişiden söz ediyoruz. İkisi de anne karnından çıkıyor, ikisinin de eli ayağı var. İkisi de günün birinde ölüyor. Aralarındaki tek fark olması gereken bir fark. Bu da tüm memeli hayvanlar gibi insan neslinin üremesi için gerekli olan bir fark. Bu fark, bir cinsi diğerinden eksik veya fazla olmasını gerektirmeyen bir fark.
Bana göre bir kadının ister kocası olsun, ister nişanlısı, ister flörtü, bir erkekten izin alması gerekmez. O erkeğin de o kadından izin istemeyeceği, istememesi ve istemediği gibi. Ama her şeyi paylaşırlar. Paylaşmalılar.
O gün ne yapacaklarını, nereye gideceklerini, kiminle buluşacaklarını vs...
Bir yuva kurmaya karar vermiş ve uygun görülmüş, bir eş ve anne olma olgunluğuna sahip bir kadın, annesine gideceği zaman kocasına "Ben bugün anneme gidebilir miyim?" diye sormamalı. "Ben bugün anneme gitmeyi düşünüyorum. Ne dersin?" demeli. Bir aile kurmaya karar vermiş ve bu olgunluğa sahip bir erkek de ancak "Sen nasıl istersen!" diyebilir ya da "Bugün gitme, annem gelecek veya akşama misafir gelecek vs..." gibi fikrini belirtebilir.
Aklı başında hiçbir erkek, karısının anne ve babasına veya bir arkadaşına veya çarşı-pazara, sinemaya gitmesine karışamaz. Karışmamalı.
Karışıyorsa yine evlilik programlarında içi boşaltılan "güven" sorunu var demektir ki o da aslında karşısındakine değil, kendine olan "güvensizlikle" ilgili bir konudur.
Onu da başka bir yazıda tartışırız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.