• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Genetik değil gelenek meselesi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.05.2016, 00:00
Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar bir süredir Türkiye'de.
19 Mayıs'ta düzenlenen törenle madalyasını ve sertifikası Anıtkabir'e koyuldu. Daha sonra da birçok toplantıya ve onuruna verilen yemeklere katıldı. Her gittiği yerde önemli açıklamalar yaptı.
Örneğin ödülünü neden Anıtkabir'e verdiği sorulunca şöyle dedi: "Çünkü bu Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in madalyasıdır." Mardin'in bir köyünde doğan ve orada okula giden bir çocuğun Nobel almasını başka nasıl açıklayabiliriz ki! Atatürk'ün Cumhuriyeti'nin en önemli özelliği herkese fırsat eşitliği tanımasıydı.
Çağdaş bir eğitim anlayışı vardı. Fikri ve inancı özgür ve barışçı insanlar yetiştirmekti amaç. Aziz Sancar da bu anlayış sayesinde aldığı eğitimle Nobel ödülünü kazandı ve bütün Türkiye'ye büyük bir gurur yaşattı.
Her gittiği yerde bütün çocukların eğitimine önem verilmesi gerektiğini söylüyor ünlü profesör. Özellikle de kız çocuklarının.
Türkiye'deki kız öğrencileri fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına özendirmek için başlatılan "Prof. Dr. Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM Kampları"nın kapanış töreninde bu konuya dikkat çekerek şunları söyledi:

KIZ ÇOCUKLARI VE BİLİM

Ailem özellikle annem eğitime çok önem verirdi, tüm çocuklarının okumasını isterdi. Biz 8 kardeştik. Erkeklerin hepsi okudu, 3 kız kardeşimden 2'si eğitim alabildi çünkü o dönemlerde kız çocuklarımız en fazla ilkokul okurdu.

Ben 3. sınıftayken 28 kişilik sınıfımızda yalnızca 1 kız öğrenci vardı. Böyle bir ortamda doğdum büyüdüm. Kız çocuklarının eğitimi meselesini çok küçük yaşlarda gördüm.

Biz ülke olarak, 500 yıllık Osmanlı ve Türk tarihinde bilime önemli katkılar yapmış değiliz. Peki neden yapmadık?

Çoğu insan buna zeki olmadığınız için der. Ancak bilim yapmak genetik veya zeka meselesi değil gelenek meselesidir.
Dolayısıyla bunu bir gelenek haline getirmeli ve çocuklarımıza erken yaşta aşılamalıyız.
Çocuklarımıza mutlaka bilimi sevdirmemiz gerektiğinin altını çiziyor Nobel kimya ödülünü alan Aziz Sancar. "Kızlarımıza fizik, kimya, biyoloji ve teknoloji öğretmeliyiz. Çok genç yaşlarda deney yapmaya alıştırmalıyız" diyor. Sadece eli işi ve nakış öğretmek yetmez. Çarşamba günkü yazıda bahsettiğim sayıları 4 milyonu bulan "hayatı evle sınırlı" kadınlarımızın "fizik, kimya, biyoloji ve teknoloji" alanlarıyla ilgilendiğini düşünsenize bir.

EVDEKİ ÇÖPÜ ATMAK

Uğraştığı konular da zor konular değil zira. Yemek yapmak da bir nevi kimyasal işlem değil mi? Neyi neyle karıştırmak önemli ve miktar da, süre de. Aynı şekilde makinelerin dilinden anlayan bir kadın bilgisayarın nasıl çalıştığını niye çözemesin ki.
Ne diyor Aziz Sancar: "Bilim genetik değil gelenek meselesidir." Yani zekayla ilgisi yok. Cinsiyetle de. Her çocuk zekidir. Kızı da öyle erkeği de. Yeter ki onların ilgi alanlarını "cinsiyetçi rol dağılımı" ile belirlemeyelim. Kız çocukları sadece ev işlerine yönlendirmeyelim. Erkek çocuklara da ev işlerini öğretelim.
Onlar da marifetmiş gibi "yumurta kırmayı bile bilme" diye övünmesin. Bilgisayar dahisi olan bir erkek çocuk neden makarna pişirmeyi bilmeyip, annesinin veya kız arkadaşının yapmasını beklesin! O da yemek yapabilir. Ev işi yapabilir. Çöpü de atabilir.
Örneğin bir röportajında bakın bu konuyla ilgili neler söylüyor Aziz Sancar:
"Nobel'i aldıktan sonra eve geldim. Eşim çöpü atmamı söyledi ve ben de attım. Atmaya da devam ediyorum." Son sözü yine kendisine bırakıyorum.
"Çok genç yaşlarda deney yapmaya alışan insan düşünür ve bunu alışkanlık haline getirir. Bu da önemli ölçüde anne ve babaların sorumluluğudur.
Her şeyi de devletten beklememeliyiz."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI