Gazete ve televizyonlarda çok üzerinde durulmayan ama sosyal medyada epeyce konuşulup tartışılan bir konu var: kısaca 'boşanma komisyonu' diyeceğimiz bir meclis araştırma komisyonunun 'kadınlar ve çocuklar' aleyhine aldığı kararlar da diyebiliriz buna.
Komisyon 4 Ocak 2016'da TBMM'de kuruldu. Adına, 'Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin Meclis Araştırması Komisyonu' denildi.
Komisyon geçtiğimiz hafta TBMM Tören Salonu'nda toplanarak çalışmalarını değerlendirdi ve hazırladıkları taslak raporu Meclis Başkanlığı'na sunduklarını açıkladı.
Komisyon Başkanı ve AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, kapanış programında yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Komisyonumuz, aile birliğinin korunması ve boşanma olaylarını; aile kurumunu oluşturan eşler, çocuklar kadar aile büyükleri, kardeşler, yakın akrabalar, engelli aile bireyleri ve yaşlılar başta olmak üzere bütün unsurlarıyla bütüncül olarak ele almayı hedeflemiştir.
Ailenin her bir üyesinin yaşadığı sorunlar ve koruyucu önleyici tedbirler de ele alınmıştır.
Zira kadın ya da çocuk haklarını savunmakla aile bütünlüğünü savunmak asla birbirinin alternatifi olarak görülmemelidir."
KOMİSYON NE YAPTI?
Komisyon, çalıştığı süre boyunca 20 toplantı gerçekleştirdi ve 70 kişiyi dinledi.
Dinlenenler arasında 'kadına karşı şiddet, cinsiyete dayalı ayrımcılık, kadın ve çocuk hakları' alanında çalışanların olmaması dikkat çekti. Örneğin, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gibi konusunda en donanımlı ve bilgili bir dernek yetkililerinin görüşü alınmadı. Çağırılan az sayıdaki kadın hakları savunucuları da sık sık sözleri kesilerek susturulmaya çalışıldı. Örneğin Av. Hülya Gülbahar, AKP milletvekili Sait Yüce tarafından, "Ben sana haddini bildirmeye çalışıyorum" denilerek Komisyon'dan kovulmaya çalışıldı. Aynı milletvekili, bir başka Komisyon toplantısında Çocuk Vakfı'ndan Mustafa Ruhi Şirin'e "Kes sesini! Çık dışarı!" diye bağırarak mikrofon fırlattı.
Kısacası komisyon kadın ve çocuk hakları savunucularını dinlemedi. Bunun yerine erkeklerin 'mağduriyetlerini' ve babaların bu ülkede ne kadar 'ezildiğini' dinlemeyi tercih etti.
Hepsinden önemlisi, Türkiye Boşanma Nedenleri Araştırması'nda, 'şiddet kadınların başlıca boşanma sebeplerinden biridir' tespiti yapılmasına rağmen, komisyonda kadın ve çocuklara karşı şiddet görmezden gelindi. Kadın ve çocuklara karşı şiddet, Komisyon raporunda, aile bütünlüğünü etkileyen unsurlar içerisinde bir alt başlık olarak, 479 sayfalık ana rapor taslağında, sadece 1 sayfa olarak yer bulabildi!
TASLAKTA NELER VAR?
Peki, hazırlanan taslakta neler var? Neden kadın örgütleri ayağa kalktı ve imza kampanyaları düzenlenmeye ve birbiri ardına açıklamalar yapmaya başladı? Çünkü raporda şunlar yer alıyor:
Çocukların, istismarcılarıyla/ tecavüzcüleriyle evlendirilmesine yönelik hususlar Çocuk evliliğinin teşviki ve hadım uygulaması isteği Şiddete maruz kalan kadınların mesai saatlerinde karakollara başvurmasının önünün kesilmesi Şiddete karşı koruma kararları için delil veya belge aranması, tedbir süresinin kısaltılmasının istenmesi Aile hukukuyla ilgili tüm duruşmaların gizli yapılmasının istenmesi vs...
Bitmedi. Boşanmanın zorlaştırılmasına yönelik hususlar da yer alıyor raporda.
Şöyle ki; kadının nafaka hakkının süreye bağlanması, mal paylaşımında dava açma süresinin kısaltılması, eşin ölümünde, kadının mal rejiminden kaynaklı yüzde 50 payının verilmek istenmemesi gibi maddeler. Aileye yönelik psikolojik rehberlik ve danışmanlık hizmetinin dini temele oturtulmak istenmesi de.
Özetle kadın ve çocuk hakları, TBMM boşanma komisyonu aracılığıyla gasp edilmeye çalışılıyor!
Haberiniz olsun.
