Halil Fincan

ÜNLÜLER VE GÖNÜLSÜZLER

Öfkelerini, futbol dışı meziyetlerini, kendi taraftarlarına bile sempatik gelmeyen mimiklerini ezbertlemeye girişenler derbinin en ünlüleri kategorisinde ödülü kimseye kaptırmadılar. Gönülsüzler ekibi ise herkesin umut bağladığı ama konsantrasyonları sorgulanan isimler.
Geçen pazardan kalma bir alışkanlıkla bu kez açılan sandık sayısını değil ama çıkarılan kart sayısını hesap ettik durduk. Daha sonra da maç esnasında Ada Konseyi'ne çıkarttığımız ünlülerle gönüllülerden hangilerinin sahaya veda edeceğine yönelik tahmin yürüttük. Aslında bu tahmin için maçı izlemeye de pek gerek yoktu. Çünkü maçtan önce "Bu maçta kırmızı kart çıkar mı? Çıkarsa kime çıkar?" diye sorulsa sanırım konseye gerek duymaksızın net bir oy oranıyla aynı iki kişiyi yazardık. Ve bu ikili ödül oyununu kazanıp takımları adına ellerinden geleni yapsalar da hareketlerinin onları dokunulmaz kılmayacağı gerçeğini de altına not düşerdik. Son tahlilde neresinden bakarsanız bakın onlar da bir nevi derbi ünlüsü sayılırlar. Takımlarını da sırtlasalar, formsuz da olsalar kontrolsüz müdahale ve gerilen yüz kaslarıyla her seferinde takım arkadaşlarından rol çalıyorlar. Yani sadece iyi oynamak yeterli gelmiyor onlar için. Öfkelerini, futbol dışı meziyetlerini, kendi taraftarlarına bile sempatik gelmeyen mimiklerini ezbertlemeye girişiyorlar. Ve derbinin en ünlüleri kategorisinde ödülü kimseye kaptırmıyorlar. Üç puan için her şeyi denemeye gayret ediyorlar. Ardından derbinin alt başlığına yazılan maddeler çoğaldıkça çoğalıyor. Sonra da gerilim dalga dalga yayılıyor. Evet her derbiye bir anlam yükleyebilmek mümkün. Ama bu anlamın altında en az olan ise ligdeki puan yarışı haline geldi. Daha çok kayıt altına alınan ise geçmiş. Bir şeylerin rövanşını alma çabası. Bir skorun, bir itişmenin, bir demecin, bir hareketin tezahürü yaşanan. Seyirci bölünmesiyle kendi renklerinin önünde bir üstünlük kurma çabası. Sonrası hesap edilmeyen ve zarar hanesi kabarık bir tablo çıkıyor nihayetinde.
Gelelim derbinin Gönülsüzler ekibine. Onlar ise herkesin umut bağladığı ama konsantrasyonları sorgulanan isimler. G.Saray'dan Selçuk, Eboue ve Burak'ı, F.Bahçe'den ise Gökhan, Kuyt, Emenike ve Sow'u dahil edebiliriz bu gruba. Evet Selçuk sezonun başından bu yana böyle. Milli Takım'da kadroya alınmadığı için küsen, girip gol attığında ise her şeyi bir anda dağıtıp, kolayca sevinemeyen bir yapısı var. Ancak taraftarın geçmişi bir sezonda silmemesi, onun da canı sıkıldığında kenara gitmemesi gerekiyor. Çünkü böyle yapınca yanlışa yanlışla cevap veriyor. Herkesin belki de elini kalbine götürüp biraz "Metin" olması gerekiyor. Keza Sow ve Emenike. Derbide yok olabilirler ama ikisi toplamda 22 gollük bir katkı koymadı mı şimdiye dek? Sow daha geçenlerde kötü olduğu için ağlamadı mı?
Sonuçta futbolun taca çıktığı, yine başka meselelerin formayı kaptığı tuhaf bir derbi izledik. Geçen haftaki temennimizi ise yine başka bahara erteledik.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.