Ayarımız yok

Bir gün göklere çıkarılan takım, futbolcu, antrenörler başka gün yerin dibine sokuluyor.
Övmede ve eleştiride de ayar kalmadı artık. Ligin dibine demir atmış Alanyaspor karşısındaki farklı galibiyette Galatasaray ile Emre Akbaba göklere çıkarılmış, her gün çarşaf çarşaf sayfalarda haklarında destan yazılmıştı!
Trabzonspor karşısında alınan hezimette ise Terim'e, futbolculara taraftarı, eski yöneticisi, Galatasaraylı! köşe yazarları demediklerini bırakmadılar. Son Lokomotiv Moskova galibiyetinde yine övgülerde ayar kaçtı!
Hatta Şampiyonlar Ligi kupası hedef gösterilmeye başlandı. Bir kere L.Moskova hiç oynamadı ki... İlk yarıda Eren Derdiyok'a demediklerini bırakmadılar golü atınca aynı kişiler süper forvet demeye başladılar! Başarıları da artık günübirlik hatta saatlik yaşamaya başladık... Bu kafayla Türk futbolunda on yılda bir kazara gelen başarılara sevinmeye devam edeceğiz belli...

TÜFAD'ın dikkatine...

Geçen hafta bir maç izledim.
Yedek kulübesinden yönetici antrenörcülük oynuyordu! Sahada antrenör yerine neden yönetici olur? Haftalar ilerleyip kritik maçlarda dayak yiyecek olan yine hakemler olur. Bunları 40 yıllık tecrübeyle yaşıyor görüyoruz.
Antrenörler içinde maalesef çürük domatesler var. Yani lisanslarını kiralayanlar var. Antrenörün sahada lisansı var, kendi yok. O kimlikle yönetici içeride. Amatör takım 1 lisanslı antrenörle sözleşme yapıyor. Görün ki minik takımdan A takıma aradaki 6 takımla haftasonları o kimlik maçlarda dolanıyor yöneticilerin boynunda!
Kulüplerin futbol okullarında belgesi olmayan yöneticilerin sahada antrenman yaptırdığını görüyorum, duyuyorum. Antrenörler mesleğine sahip çıkmalı.
Bu tür yamuk yumuk işlere izin vermemeli. Gazeteci, futbolcu, hakem, yönetici olarak yıllardır bu işin içindeyim. Naçizane tavsiyem en kısa sürede TÜFAD ile futbol il temsilci ve hakem kurullarının biraraya gelip kulübeye sadece antrenörlerin girmesini sağlamalarıdır. İstanbul için soruyorum; yöneticileri sahaya sokmamak çok mu zor sayın Ali Düşmez ve Ali Tanrıyaşükür?

Ne olacak bu VAR'ın hali?

Hala Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulaması tartışılıyor. Videoya rağmen fanatiklerin mutlu olmayacağını yazmıştım.
Ama başka ilginçlikler gelişti; VAR'a rağmen hakemler yanlış kararlarında ısrar ettiler! Demek ki sahadaki hakem VAR'da yanlışını görse dahi odadakilerle inatlaşıyor, hoşlanmıyor ve psikolojik savaş veriyor.
Eminim MHK başkanı Yusuf Namoğlu da ne yapacağını şaşırıyordur. Son örnek, Beşiktaş maçında Hakem H. Umut Meler'in Medel'e bedavaya gösterdiği kırmızı kart pozisyonunun affedilir yanı yok. Maç sonrası VAR'dan da izleyen Meler ile MHK Başkanı Namoğlu'nun nasıl rahat uyuyabildiklerini anlamak mümkün değil. Şimdi taraflı tarafsız herkes, hakemlere ve VAR'a nasıl inansın?