Milli rüzgar

Fatih Terim'den bu yana Milli rüzgarımız durmuştu sanki. Milli heyecanımız kaybolmuş gibiydi. Ama önce Hollanda sonra da Norveç galibiyetleri şu salgın karamsarlığında herkese bahar coşkusu verdi. Bunda 9 lejyonerli kadroyu çok iyi harmanlayan Şenol hocanın payı büyük. Millilerimiz çok üstün performans gösterdiler. Moldova'yı da rahat geçeceğimize inanıyorum. Yine de dikkatli olmak gerek. Çünkü özellikle Hollanda çok iyi oyunculardan kurulu. Bizim maçta çok gol kaçırmışlardı. Bu güzel havayı yakaladık. Millilerimiz aynı ciddiyetle devam etmeliler. Çünkü ülkemizin bu tür sportif başarılara ihtiyacı var. Olay sadece futbol maçı değil, milli duygular şahlanıyor...
KİM KÖTÜ?
Kulüp yöneticilerinin kötü bir huyu var. Başarısız sonuçlarda hakemleri günah keçisi ilan etmek. Avrupa liglerinde çok kötü hakemler olmasına rağmen böyle ağır eleştirler göremezsiniz. Hatta maçta hakeme futbolcular yan gözle bile bakamazlar. Takıma transferleri yapanlar kimler? Yöneticiler ve teknik adamlar. Takıma gerekli futbolcuyu kazandıramayanlar. Yanlış yetersiz çalıştıranlar maçlarda hatalı oyuncu değişiklikleri yapanlar kulübün milyon dövizlerini batıranlar sütten çıkmış ak kaşıkı oynuyor. Hakemleri taraftarın önüne atıyorlar. Sonra bu kadar hataya rağmen kulübü sponsordan. Teknik heyet heyetin futbolcuların ceplerine sülalelerini dahi geçindirecek para girsin. Ama suçlu hakemler. Futbolumuz C ligine düşmüş hakemimiz Cüneyt Çakır dünyada en iyi ilk iki hakemden biri. Ne olacak şimdi?

F.BAHÇE'DE NELER OLUYOR?
Fenerbahçe'de Ali Koç'un başkanlığında alışık olunmayan günler yaşanıyor. İlk sezon küme düşme korkusuyla oynadılar. İkinci sezon da ortalarda geçti. Şimdi ise Türkiye liglerinin üstünde olan şampiyonluk olabilecek kadrosu deneme tahtasına döndürüldü. Kadıköy'de tüm rekorlar kırıldı ama tersime! Galatasaray'a sahasında yenilmeme efsanesi bitti. Hatta burada üst üste yenilgiler alındı. Koskoca asırlık marka stajyer masasına döndürüldü. Fenerbahçe Türk futbolunun öncü kulüplerinden. Ve başkanları da örnek alınacak işler yapmalı. Emre Belözoğlu'nun futbolculuk kariyerine kimse laf edemez. Ama takım çalıştırma apayrı bilgi tecrübe ve eğitim de ister. Belgesi yetersiz birinden Fatih Terim ve Sergen Yalçın performansı bekleyemezsiniz. Erol Bulut bıraksanız takımı kendi de çalıştırabilirdi. Şimdi çok şey bildiğini sanan ama yarım yamalak bilen medyamızda özellikle tv spor programına çıkanlara bakıyorum "Emre Belözoğlu takımı antrenmana çıkaracak, çalıştıracak" diyorlar. Gülüyorum acı şekilde. Tam bir eğitim almamış, Emre bu işi nasıl yapacak? Sadece kadroyu yazacak ayrıca kulübede bağırıp çağıracak. Çok da hırslı sinirine hakim olamazsa da doğru tribüne yollanacak büyük ihtimal! Her kafadan ses çıkıyor ve yetersiz belgelileri kulübeye dolduracak. Başkanın şansına pandemi var. Eğer Fenerbahçe taraftarı tribünde olsaydı ya işler düzelirdi ya da olağanüstü kongreyi görmüş olurdu.