Mübarek Ramazan ayına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Şimdi 11 ay boyunca yiyip içerek yorduğumuz bedenlerimizi dinlendirme zamanı... Oruç ibadetinin beden sağlığına olan faydalarını günümüzde doktorlar da saymakla bitiremiyor. Ama ben şu anda bunlara değinmeyeceğim. Asıl orucun beden sağlığının yanı sıra ruh sağlığına faydalarına değineceğim. 'Mutluluğun tarifini yapar mısın deseler' iftar vaktini anlatabilirim. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) "Oruçlu için iki sevinç anı vardır: Biri, orucu açtığı anki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu anki sevincidir." (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163) hadisi şerifi aslında her şeyi anlatıyor.
ZORLUK VE KOLAYLIK
Mutluluk, ruh sağlığı, beden sağlığı bunlar hepsi birbiriyle bağlantılı... Eğer sağlıklı bir ruha sahip olursak aynı zamanda sağlıklı bir bedene de sahip olabiliriz.
Eğer nefsimize uyarak helal haram demeden bitmek tükenmek bilmeyen arzulara kapılırsak tüm iç organlarımız zarar görür bu hastalıklarla boğuşurken ruh sağlığımızı da kaybederiz. Yani hem ruh hem beden sağlığı birbirini tamamlayan iki unsur. Bu arada oruç tutarken irademizin de ne kadar güçlü olduğunu anlıyoruz. Normalde bir insan, 16-17 saat boyunca aç kalabilir mi? Eğer niyetli değilse kolay kolay kalamaz. Halbuki oruçluyken bu saatlerin nasıl geçtiğini bile anlamıyor insan. Bir bakmışsın ki iftar saati gelirvermiş. Oruca yeni başlayanlar kendilerindeki bu potansiyelin farkına varınca içlerini cesaretle karışık bir sevinç kaplar. Ertesi gün daha özgüvenli bir şekilde niyetlenip oruç tutmanın keyfini yaşarlar. İnşirah Suresi'ndeki geçen "Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!" 5 ve 6. ayetleri, bize Allah yolunda hiçbir zorluk karşısında yılmamamız, yorulmamamız gerektiğini ve sonunda müminleri bekleyen sonsuz güzellikleri müjdeliyor.
BİZİM İÇİN
Her yapılan ibadet insanın içinde sonsuz bir huzur duygusu uyandırır. Nasıl ki bir vakit namazını eda ettikten sonra insanın kalbinde bir ferahlık ve huzur tecelli ediyorsa, akşam iftar saatinde de orucumuzu açtıktan sonra aynı duyguyu yaşarız. İşte bu duygular bize Allah'ın (c.c.) birer armağanıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah (c.c.), bizi hem dünya da hem de ahiret hayatımızda saadet içinde yaşamamızı istiyor. Yani bizim kıldığımız namazlara, tuttuğumuz oruçlara, yaptığımız iyiliklere Allah'ın hiçbir ihtiyacı yok. Bu emir ve yasaklar tamamen bizim iyiliğimiz için. Elimizi ateşe soktuğumuz zaman yanmıyor mu? Bu da Allah tarafından konulmuş bir kural. Bu evrende yaşıyorsak konulmuş kurallara uyacağız.
Yoksa hastalık, felaket, sefalet peşimizi bırakmaz. İşte her Müslüman'ın üzerine farz kılınan oruç ibadeti de bizlerin iyiliği için. Hiç olmazsa yılda 1 ay vücudumuzu dinlendirirken aynı zamanda ruhumuzu da bu ay üzerimize yağan rahmet yağmurlarıyla arındırıyoruz. Aynı zamanda da bizlere bu güzellikleri lütfeden Yüce Yaradan'a sonsuz şükürler ediyoruz.