AK Partili Atatürkçü olamaz mı?

Bu ülkede bir insan hem AK Partili hem de Atatürkçü olamaz mı kardeşim anlamıyorum ki...
Uğur Semih Akdemir, uzun yıllar CHP çatısı altında siyasi yaşamını sürdürdü, sonra Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce döneminde çeşitli haksızlıklara uğradığı için partisinden istifa etmek zorunda kaldı. Akdemir bir süreden beri Atatürkçü Düşünce Derneği Güzelbahçe Şube Başkanlığı görevini sürdürüyordu. Akdemir'in, CHP'den istifa edip AK Parti'ye geçince Atatürkçü Düşünce Derneği yöneticilerinin istifa baskılarının ardının arkasının kesilmemesi ne kadar garip değil mi?
Bir senedir Genel Merkez'e ADD'den istifa etmesi için ve AK Partili olduğundan şikayet edilen Uğur Semih Akdemir, baskılara dayanamayarak zehir zemberek bir açıklama yapıp ADD Güzelbahçe Şube Başkanlığı'ndan istifa etti. Akdemir'e sordum, "CHP'den istifa edip Ak Parti'ye geçince Atatürk hakkında düşüncelerinde bir değişiklik oldu mu?" diye. Aldığım cevap gayet net, "Benim görüşüm değişmedi ama ADD'nin bana bakış açısı değişti. Anladım ki Atatürkçü Düşünce Derneği CHP'nin arka bahçesi olmuş."
Akdemir'in, "Bu dernek, Atatürk'ün düşüncelerini savunmak ve yaymak amaçlı kurulmuştur. Ben de Atatürkçü olduğum için kaydoldum. Menfaat amaçlı kaydolmadım. Daha sonra da beni başkan seçtiler. Ben başkanlık sürecinde bazı gerçekleri gördüm. Dışarıdan göründüğü gibi olmadığını gördüm. ADD kesinlikle Atatürkçü düşünceyi yaymanın dışında ideolojik bir yapıya sahiptir. Bu da ADD'yi CHP'nin arka bahçesi haline getiriyor. ADD, Atatürkçü düşünceyi savunmak değil de CHP içerisinde ben nereye nasıl gelirim hesabı yapanların yeri haline gelmiş. Atatürk'ü kullananların adresi olmuş. ADD'ye kaydolayım, meclis üyesi olayım derdindeler" şeklindeki açıklamalarını şaşkınlıkla dinledim.

İnsanı düzelt ki dünya düzelsin
Bu hafta adrese teslim hikaye, değerli okurum Av. Galip Us'tan...
Evine yorgun argın gelen baba, oturup dinlenmek ister fakat hatırını kıramadığı ve çok sevdiği bir de oğlu var. Oğlu; babasının kendisi ile ilgilenmesini ister, babası ise yorgun olduğunu söyler, oğlu ısrar eder.
Neticede baba, oğlunu üzmemek için önünde bulunan dünya haritasını parça parça edip, bak oğlum bu haritayı eski haline getirirsen seninle ilgileneceğim, der ve parçalanmış haritayı oğluna teslim eder.
Bu arada baba, oğlunun bu haritayı bir iki gün içinde ancak eski haline getirebileceğini ve kendisinin de kurtulmuş olacağını düşünedursun, oğlan haritayı 15-20 dakika içerisinde eski haline getirip babasına verir.
Baba hayretler içinde:
- Nasıl yaptın oğlum bu kadar kısa sürede? deyince...
Oğlan:
- Bak baba, haritanın arkasında insan resmi var ben insan resmini düzelttim, dünya haritası kendiliğinden düzeldi. Yani insanı düzeltirsen dünya düzelir, diyerek çok anlamlı bir cevap verir.