Yeni Asır Gazetesi'nin gündeme taşıdığı Kahraman Durak imzalı çıkan Çeşme-Alaçatı'daki yüksek yemek ve konaklama bedelleriyle ilgili "Kazıkçı değil vatanseveriz "haberi Türkiye gündemine oturduğunu biliyorsunuzdur elbette.
Çeşme ve Alaçatı'nın Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden birisi olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak İzmir'de tek turizm merkezi olarak Çeşme- Alaçatı olarak gösterilmesi ve o bölgeye gelen insanları tabiri yerindeyse 'yolunacak kaz' gibi görmek de bir o kadar yanlış.
Foça'yı bilmeyenler için bir hatırlatma yapayım. 1967 yılında Başbakan Süleyman Demirel'in talimatı ve Turizm Tanıtma Bakanı Nihat Kürşat'ın girişimleriyle açılan Foça Tatil Köyü o dönemlerde Türkiye'nin en gözde mekanı haline gelmişti.
2005'te kapanan ve o dönemki ismi Club Med Foça Tatil Köyü olan tesis, Türkiye'deki tatil köyü konseptinin ilk örnekleri arasında. Bir dönem sadece Fransız turistlere hizmet veren tesis, Türkiye'den de ünlüleri ağırladı.
Bugün popüler yerler arasında gösterilen Çeşme ve Alaçatı'nın esamesinin okunmadığı dönemlerde Foça ünlülerin akın ettiği bir yerdi. Foça, tatil köyünün kapanmasının ardından popülerliğini kaybetti ama güzelliğinden, insani değerlerinden hiçbir şey kaybetmedi.
Foça esnafı da Çeşme-Alaçatı'daki gibi gelenleri 'Yolunacak kaz' olarak görmediği gibi sürekli güler yüzlü.
Foça sevdalısı olan MHP Belediye Meclis üyesi ve turizmci olan Taner Acar ile birlikte esnaf arkadaşlarla görüşürken anladım ki "Foça anlatılmaz yaşanılır".
Bu şirin turizm ilçesinin tek eksiği bana göre sahipsizlik ve tanıtım. Yılların turizmcisi ve otel işletmecisi olan Tamer Kalyoncu'ya bir dokundum bin ah işittim adeta. Kalyoncu, "Foça'nın görsel ve doğal güzellikleriyle Alaçatı mukayese dahi edilemez. Alaçatı, Foça'nın bir mahallesi dahi olamaz. Foça 12 ay boyunca açık ve canlı bir yer. Öte yandan, Foça'da fiyatlar Alaçatı'dakilerin yarısından daha düşük. Foçalılar yöresel pazarda kendi ürettiği ürünleri satıyor. Türkiye'de böyle bir yer kaldı mı? Biz tatilcileri, yöresel pazarı, doğal güzellikleri ve ucuzluğuyla Foça'ya bekliyoruz.
Ama ilçemizin tanıtımı için yerel yönetim üzerine düşen görevi yapmıyor. Başkan sırça köşkünden çıkıp esnafın ve halkın arasına inse ne demek isteğimizi anlayacak" dedi.
Foça Belediye Meclis üyesi Taner Acar da Alaçatı'da suni bir zorlama turizmi yaşandığının altını çizdi. Acar, "Foça ne Alaçatı ne de Yunan adalarıyla kıyaslanır. Akdeniz fokunun dahi yaşam alanı olan, el değmemiş koyları ve tarihi ile Foça, Ege'nin en güzel sahil kasabasıdır.
Foça'nın tarihsel bir mutfak kültürüne sahip olduğu da bir gerçek. Her bütçeye uygun tatil imkanlarıyla kazıklanmadan rahatlıkla tatil yapacağınız yer olarak Foça'ya herkesi bekliyoruz" diye konuştu.
Ellerinde turizm açısından çok önemli değerler olduğunun altını çizen Acar, "Kozbeylimiz var Osmanlılardan kalma.
İnanılmaz derecede coğrafi yapısı güzel bir köy. Kozbeyli 'beni dünyaya tanıt' diyor. 5 bin yıllık tarihten gelen, mübadele zamanı yaşadıkları ile beraber bütün dünyaya anlatacağımız Foça hikayeleri var elimizde" dedi.
Doğrusunu bilelim
Salihli Belediyesi Başkanı Yardımcısı olan Mahmut Süreyya Karaoğlu, eğitimci kimliğini unutmayan dostlarımdan birisi. Türkçe'nin doğru bilinmesi için her fırsatı değerlendiren Karaoğlu'nun sosyal medya paylaşımlarını sizlere de "Doğrusunu Bilelim" diyerek aktarmak istiyorum:
"İnce eleyip sık dokumak" yanlış. Doğrusu, "İnce eğirip sık dokumak".