Oysa her şey ne kadar da güzel başlamıştı.
Türkiye'nin, 2020 EXPO adayının İzmir olduğunu tüm ülke Yeni Asır'ın 17 Nisan 2011 tarihli manşetinden öğrendi.
2015 EXPO'sunu küçük bir farkla Milano'ya kaptıran İzmir'in, 2020'de şansını bir kez daha deneme isteği hükümet tarafından kabul edilmiş, hatta Başbakan Erdoğan, partisinin seçim beyannamesinde bile bu konuya özel bir yer ayırmıştı.
Zaten ne olduysa bundan sonra oldu.
İstemezükçüler hemen işe koyuldu...
EXPO'yu hükümetin bir seçim yatırımı olarak göstermek için ellerinden geleni yaptılar.
Öyle bile olsa kazananın aslında İzmir olacağını sokaktaki adamdan hep sakladılar.
2.5 yılı anlamsız sürtüşmeler, bitmek bilmeyen kavgalar ve meşhur İnciraltı tartışmalarıyla heba ettiler.
Kentte bir EXPO heyecanı, havası hiç oluşmadı...
Yerel yönetim, İstanbul ve dünya medyasının ilgisini çekecek en ufak bir organizasyon gerçekleştirmedi.
EXPO'nun İzmir kadar diğer Ege illerinin de projesi olduğu üzerinde nedense hiç durulmadı.
İzmir'in karar vericileri, işin lokomotifi olması gereken yerel yönetim, aslında EXPO'yu hiç istemedi...
Neden istesin ki?
Küçük ama onların olan bir İzmir dururken, dünya vitrinine çıkmaya ne gerek vardı?
Bırakın İzmir'i, orta ölçekli bir ülkeyi ihya edecek dev yatırımlar gerçekleştiğinde, 'Hükümet bizi engelliyor' masalına kimi, nasıl inandıracaklardı?
Tablo son derece net ve açık...
EXPO yerel seçim sürecine kurban edildi...
Galenos'suz EXPO olur mu?
İzmirli turizmci Alex Baltazzi, EXPO oylamasından tam 1.5 yıl önce bugünü görmüş ve uyarmış.
"EXPO'yu alabilmek için en başta İzmir'i gezilebilecek, temiz bir şehir haline getirmemiz lazım."
Bu açıklamayı sektörel bir internet sitesine yaptığı için şanslı.
Çok okunan bir yayın organında bu ifadeleri kullansa, muhtemelen İzmir'e ihanetle suçlanır, akla, hayale gelmeyecek iftiralarla karşılaşabilirdi.
Malum şu sıralar İzmir'de moda pembe gazetecilik.
Bunu yapmayanlara linç kampanyaları ile gözdağı vermeye çalışıyor bazıları.
Neyse biz dönelim duayen turizmcinin 1.5 yıl önce yaptığı EXPO uyarılarına...
Bunların hiç olmazsa bazılarını yapabilseydik belki bugün farklı şeyler konuşuyor olabilirdik...
- EXPO'ya sağlık teması ile aday olmuşsak Antik Roma'nın en önemli hekimlerinden Bergamalı Galenos'u mutlaka ön plana çıkarmalıyız.
- Galenos adına Bergama'da uluslararası bir tıp kongresi düzenleyelim.
- EXPO'nun başarıya ulaşması için sadece yerel yönetimler ve iş çevreleri ile değil, hükümetle birlikte çalışmak gerekir.
- EXPO'yu almanın yolu İzmir'i gezilebilecek temiz bir şehir haline getirmekten geçer.
- İzmir'in merkezinde, Kıbrıs Şehitlerinde, Kemeraltı'nda turistlere yol gösteren bir tane İngilizce tabela yok. Avrupa'da turistik yerlerde en azından bir 'Welcome' yazıyor. Kemeraltı öyle karışık ki bilmeyen bir insan yolunu kaybedebilir.
- EXPO çalışmalarında akademisyenlerin yanına çabuk iş yapan insanları da koymak lazım.
- İzmir'de normal olmayan bir yavaşlık var. Kent bir kongre merkezi olabilirdi ama bunu başaramadık.
- İzmir'in eski günlerine dönebilmesi için çok çaba sarf etmesi gerekiyor.
İtalyanlara sormak lazım
Başarısızlığa mazeret aramak, kılıf uydurmak dünyanın en kolay işi.
Ancak hiçbir mazeret başarının yerini tutmuyor.
Önemli olan yenilgilerden ders çıkarmayı bilmek...
2015'i iyi okusaydık 2020'yi alabilirdik.
İtalyanlar EXPO'ya 6 kez aday olup 4'ünü kazanmışlar...
Başarı ortalamaları yüksek...
Biz iki kez aday olduk, ikisinde de boynumuz bükük kaldı.
Belli ki bu işin kendine has bir dinamiği, yazılı olmayan kuralları var.
İzmir bir daha EXPO'ya soyunur mu bilmem ama; Türkiye üçüncü bir EXPO hüsranı yaşamamalı...
