Uzun yıllardır seslendirdiğim bir teoriyi, 2012 yılında yayınlanan Müslüman Roma isimli kitabımda toparlayıp, kayda geçirmiştim:
Madem ki Ayasofya'nın halihazırdaki statüsü 'müze'dir; o halde Ayasofya bir müze olmalı.
Yani, içerisinde ilgili eserler sergilenmeli.
Ayasofya ile ilgili en önemli eserler ise, 3. Mütevekkil'in 2002 ulema ile birlikte Osmanlı'ya biat edişinde teslim ettiği Kutsal Emanetler'dir.
Dolayısıyla, Kutsal Emanetler Ayasofya Müzesi'nde sergilenmeli ve başlarında 24 saat Kur'an-ı Kerim okunmaya başlanmalıdır.
Cami olarak açılıp açılmaması da sonraki tartışmadır.
Çünkü, Ayasofya sıradan bir mabed değildir. Bize hilafet transferinin yapıldığı yerdir ve Kutsal Emanetler taşınmadan cami ya da müze ya da başka bir şey olmasının bir önemi yoktur.
Şükür, Türkiye Cumhuriyeti'nin cami sıkıntısı yoktur ve Ayasofya'nın asla sıradan bir camiye dönüştürülmesine izin verilmemelidir.
Şimdi...
Bu vesile ile 17 Aralık sürecinde Akit gazetesine verdiğim bir mülakatı hatırladım. Cemaat ile ilgili konuştuğumuz bu mülakatta Ayasofya'nın statasü hakkında da yukarıdaki tezimi anlatmıştım.
Akit yöneticileri, o zaman haklı olarak, yahu bu gündem ile Ayasofya'nın ne alakası var, diyerek mülakatın o kısmını kullanmamışlardı.
Bugün alakanın görünürlük kazandığı yere geldik.
Cemaat Ayasofya'nın bir an önce açılması için kampanya yapıyor. Kimileri bunu Said-i Nursi'nin vasiyetine bağlıyor, kimileri dindar kalabalıklarda kaybettikleri prestiji geri almak için yaptıklarına...
Ayasofya'nın cami olarak açılması ile hükümetin dış dünyada sıkıştırılacağını bildikleri için yaptıklarını söyleyenler de var.
Bu tezlerin hepsi kısmen haklı.
Ama ben, 2012'den beri baktığım perspektif içinde bu manevranın temel sebebinin şu olduğunu düşünüyorum:
Cemaat Ayasofya'nın statüsünün kaçınılmaz şekilde değişeceğini gördü. Ve Ayasofya'nın, Kutsal Emanetler oraya taşınıp sergilenmeye başlamadan sıradan bir cami olarak, bir an evvel açılmasını sağlamaya çalışıyor.
O halde tezi tekrar yazıyorum: Ayasofya sıradan bir cami değildir. Hilafet transferinin, biat töreninin yapıldığı yerdir. Dolayısıyla ister müze statüsünde, ister başka bir statüde, önce bu niteliğine uygun hale gelmelidir.
Cami olup olmaması ise füruattır.
