Bilgiye Dayalı Sistemler
İş hayatında kas gücüne dayalı eleman gereksinimi giderek azalmaktadır. Güç isteyen işler makinelerle ve robotlarla yapılmaktadır. Bireylerde aranılan yetenekler arasında bilgi işçisi olma niteliği ön plana çıkmaktadır. Onun için çalışanların eğitimi ve bireysel kalite konusu öncelik kazanmaktadır. İnsan kaynaklarının daha verimli ve daha yararlı olabilmeleri için işbaşında eğitim görmeleri gerekmektedir.
Çalışma ve iş yapma yöntemleri çok hızlı bir biçimde değişmektedir. İş dünyasında yeni örgütlenme modellerine duyulan gereksinim giderek artmaktadır. İş yapma ve iş yönetme biçimleri daha çok bilgiye dayalı olmak ve dijital teknolojiden yararlanmak zorundadır. Küresel bilgi ağından yararlanmak büyük bir önem taşımaktadır. Çok sayıda bireyler ve onların oluşturduğu topluluklar dijital ortamda birbirleriyle iletişim içinde bulunmaktadır. Günümüz dünyasında e-yönetim, e-ticaret, e-pazarlama ve e-devlet farklılık yaratan ve başarı kazandıran uygulamalar durumuna gelmektedir.
Küreselleşme sürecinde haksız rekabet nedeniyle iş çevrelerinin yakınmaları giderek artmaktadır. Küreselleşme sürecinde yabancı ürünlerin ithalatı kolaylaşmaktadır. Bu nedenle yerli sanayimizin haksız rekabetle karşı karşıya kalmasına fırsat verilmemelidir. Ülkemizde işsizliğin ve dış ticaret açığının giderek artması da bu konularda daha duyarlı olmamız gerektiğini göstermektedir. Dünyayı yakından izlemek ve değişime uyumlu olmak zorunlu hale gelmektedir. İş dünyasını etkileyen küresel rekabet ve hızlı değişim süreci yeni teknolojilerin ve bilgi kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Özellikle tüketim mallarında ithalatın artması yerli sanayimizin ve ulusal ekonomimizin gelişimi açısından zorluk yaratmaktadır.Fırsatları Önceden Fark Etmek
Ekonomimizin geleceği uluslararası ticaretimizi geliştirmeye ve ihracat potansiyelimizi artırmaya bağlı bulunmaktadır. İhracat artışı için öncelikle sermaye, teknoloji, yenilik, yaratıcılık ve verimli üretim artışı akla gelmektedir. Yerli malı kullanımına daha çok özen göstermek, yerli mala duyulan güveni geliştirmek ve yeni yerli markaların sayısını artırmak zorunlu olmaktadır. Uluslararası pazarlarda fırsatları önceden fark etmek, yeni ürün tasarımında ve üretiminde öncü olmak, maliyetlerde ucuz işgücünün dışında teknolojik rekabet avantajlarını da değerlendirmek yeni bir bakış açısına sahip olmayı gerektirmektedir. Şirketlerin başarılı olmaları yalnızca kendi yapılarındaki dinamiklerle sağlanamamaktadır. Kurumsal politikaların ulusal politikalarla desteklenmesi ve yönlendirilmesi de zorunlu olmaktadır.