Dünyanın içinde bulunduğu küresel değişim ve dönüşüm süreci iş hayatını, sosyal ve ekonomik altyapıyı hızlı bir şekilde etkilemektedir. Ülkemizde büyük ya da küçük her işletme rekabet gücümüzün, ekonomik ve sosyal varlığımızın bir parçasını oluşturmaktadır. Çalışan elemanların sahip oldukları potansiyelin farkına varılması ve o potansiyelin etkili bir biçimde değerlendirilmesi yöneticilere ve onların temsil ettiği kuruluşlara başarılar sağlamaktadır.
Gelecekte ön plana çıkacak yeni uzmanlık dalları için somut hazırlıklar yapılmalıdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri, biyoteknoloji, nanoteknoloji ve ileri teknolojiye dayalı süreçlere uyum sağlama konularına öncelik verilmelidir. Ayrıca yeni sanayi devrimi olarak tanımlanan Sanayi 4.0'a hazırlanmak da büyük bir önem taşımaktadır.
Gelişme Potansiyeli Olan Elemanlar
İş yerlerinde yeni ürünlerin ve yeni projelerin geliştirilmesinde bilgili ve yetenekli elemanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle insan kaynaklarının eğitimi ve motivasyonu daha önemli bir duruma gelmektedir. Şirketlerde çalışacak en uygun elemanların seçimi ve onların iş başında gelişmelerinin sağlanması kurumsal başarılara ulaşma açısından zorunlu olmaktadır.
Şirketlerde çalışacak yeni elemanlar seçilirken gelişme potansiyeli olan elemanlara öncelik verilmelidir. Ürünün tasarımı ve yapılma biçimi müşteri memnuniyeti sağlama açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bir eleman başarılı olamıyorsa bu başarısızlıkta yöneticisinin de sorumluluğunun bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Kurumsal hedefleri gerçekleştirmek için çalışanların yeteneklerine ve olumlu katkılarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle şirketlerin başarıya ulaşmasında çalışanlar arasındaki işbirliği ve takım ruhu anlayışı büyük bir önem taşımaktadır. Ne kadar bilgili ve ne kadar becerikli olursa olsunlar, çalışan elemanlar arasında işbirliği ve takım ruhu anlayışı olmadan kalıcı bir başarı sağlanamamaktadır.
Çalışan elemanlar, yöneticiler, işverenler, özel ve kamu kesimi, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve eğitim kuruluşları yeni yönetim anlayışını ve rekabet kurallarını benimsemek zorundadır. Günümüzde kuruluşların başarıya ulaşmaları ve başarılarını sürdürebilmeleri kurumsal örgütlenme ve rekabetçi yönetim kavramlarını yeni bir bakış açısı ile ele almalarına bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle hiçbir kimse ya da kuruluş sürekli gelişme ve küresel rekabetle baş etme hedefini göz ardı etmemelidir.
Küresel Rekabette Yeni Boyutlar
Yenilikçi ve öncü kuruluşlar dünya pazarlarını etkilemekte ve yönlendirmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler küresel rekabete yeni boyutlar kazandırmaktadır. Sadece yakın çevremizdeki rakiplerle değil, dünyanın öteki ucundaki rakiplerle de baş etmek gerekmektedir. Çok kademeli yönetim ve katı hiyerarşi artık kurumsal başarılara ulaşmak için yeterli olmamaktadır. Katı hiyerarşi giderek yerini yatay örgütlenmeye ve katılımcı yönetime bırakmaktadır. İş yerlerinde artık çift yönlü iletişim teşvik edilmekte, böylece çalışanların işe sahip çıkmaları ve verimlilik artışı da sağlanmaktadır.