Anneler Günü, Babalar Günü, en uzun gün... Derken yaz başladı. Umarım yaz sezonunun bu ilk pazarında hepinizi sağlık mutluluk içinde bulmuşumdur. İzmir’in o sımsıcak yaz güneşinin yanı sıra, akşam meltemini özlemedim değil. Hele Çeşme’nin rüzgarını... Burada da yaz günleri son sürat giriverdi devreye. Ama haftada bir iki yağmur iyi geliyor. Türkiye'den gelen dostlar da yağmur gibi devam ediyor gelmeğe. Son gelenler arasında (Uludağ Grand Yazıcı'dan tanıdığım) çok gençliklerini bildiğim ve de çok sevdiğim Uludağ gazozlarının sahipleri Levent ve Ömer Kızıl kardeşler ile beraberdik bugün öğlen yemeğinde.
Herşeyleriyle mükemmel Kızıl kardeşler.
Çok mutlu oldum gördüğüme. Yemekte NYİst.
Uçan herkesin uçağa binmeden THY'nın kapısının önünde 'eat go' kafesinin sahibi de yemekteydi. Bol bol anılara girdik. Tabii Cihanna müsaade ettikçe. Tertemiz kalpli Cihannam dinlediği anılara bugünkü sonları ekledi bol bol....
Geçen yıl bu zamanda yine beraber yine NY'ta çok ama çok güzel zaman geçirdiğimiz taaaa Grand Yazıcı Torba'da epey hatıramız olan Vedat Altuğlu ve Nural Dorman elimizde büyüyen oğulları Can'ın yanına geldiler küçük oğulları ile. Geçen akşam beraber olduk.
Arzu& Serhan Kaner çifti de birlikteydi bizimle, Serhan Kaner sürpriz yapıp eline gitarı aldı. Frank Sinatra ile başladı, Elvis ile devam etti. O kadar coştuk ki 'Samanyolu' ile Türkçeler başladı...
DÜNYA KÜÇÜK
Harika bir geceye imza attık hep birlikte.
Birden Nural'la Arzu sohbete dalınca Nural'ın Türkiye'den yakın arkadaşının oğlu Can ile müzik konusunda tanışmasını istediği kişi Serhat imiş. Ve Serhat karşısında.
Ne küçük dünya değil mi?
Bu akşam ise yine aynı mekanda bu kez canım prensesim Mehveş (Koçak), arkadaşım Mehveş (Sönmez), Cüneyt (Gürkan) ile beraber iken konfeksiyon prensi Kürşat ve NY fotoğraf üstadı Sinem Yazıcı birlikte inanılmaz bir akşam geçirirken mekana gelen İskoçyalı bir grupla kaynaşıp süper bir akşama imza attık.
Geçtiğimiz aydan beri devam eden bir faaliyet de mezuniyet törenleri ve ardından kutlamalar. Sadece NYC'de değil Amerika'nın dört bir yanında gerçekleşiyor bu günler geceler. Biraz evvel eve geçiyordum ki ünlü müzikhol Carnegie Hall'ün önünde inanılmaz bir kalabalık gördüm.
Sonradan öğrendiğime göre 'Stuyvesand Üniversite'sinin mezuniyet kutlaması imiş. Tüm gençler lacivert mezuniyet cübbelerinin içinde iken birkaçının boynunda sarı bandlar vardı.
Heman sarı-laciverdi sordum.
Meğerse başarı belgesi ile mezun olan birkaç kişinin taşıyabildiği şeref bandı imiş. Sarı- lacivert yani....
YENİLİĞE AÇIK
Çok rahat çok yeniliğe açık bir yer NY. Her zaman da buna şahit olabiliyorsunuz. Geçen gün pek sevdiğim Astoria'da sakin sakin oturuyorduk ki, gayet muntazam giyinmiş bir bey geçti önümüzden. Bir baktık ki kravatı havada duruyor yürümesine rağmen. Peşinden gittim yetiştim.
Gazetemiz için poz vermesini rica edince, hemen kabul etti.
Ve de bol bol selam söyledi.
Astoria demişken, geçen akşam bakın neler olmuş Astoria'da.
Yunan lokantalarından birinde yeni kız arkadaşı ile yemek yiyen genç bir kişi aşağıda park ettiği spor arabasının üzeri 'cheater' yani kandıran diye yazıldığını öğrenince yeni sevgilisi ile aşağı inemeyeceğini anladığından saatlerce kapıya çıkamadı. Gazeteci ve mahalle meraklıları saatlerce beklemiş... Arabanın boyandığına mı, çevreye reszil olduğuna mı......
Her zamanki bir event daha... Bizde ve tüm Avrupa'da yeni oyun, yeni müzikal ve de gösterime yeni çıkan filimler kışın kış sezonunun bitmesine rağmen galalarla gösterime giriyor....
Mesela efsane müzikal 'Cats' nostalji ile bu an. Önümüzdeki ay gösterime giriyor.